Tacettin Özkaraman Projeleri Tacettin Özkaraman Projeleri
Ruhi Avdan: Yaşanabilir Bir Taraklı İçin Birlikte Çalışacağız Ruhi Avdan: Yaşanabilir Bir Taraklı İçin Birlikte Çalışacağız
İbrahim Pilavcı: Yaptıklarımız ve Yapacaklarımız İbrahim Pilavcı: Yaptıklarımız ve Yapacaklarımız

Batının BİNBİR Yüzü 

HIRİSTİYANLARIN ÎSLAM'A YÖNELİK ALGILAYIŞLARININ OLUŞMASİNDA SİYASİ TARİHİN ROLÜ
Yayın: Güncelleme:

Değerli Okuyucular;

Bu yazımda sizlere bildiğiniz, yakından tanıdığınız bir AKTÖR’ den bahsedecek, onun eleştirisini, yine onlara bırakarak değerlendirmeyi sizden rica edeceğim.

Bu aktör kavgacı, çatışmacı, gerilim üretici, ben merkezli olduğu için gittiği yere adalet, barış, kardeşlik, demokrasi götüreceğim diye gider, yoksulluk, savaş, ölüm, şiddet, haksızlıklar takdim eder. Çünkü o kendisi dışındaki medeniyetlere “ kendileri olarak var olma hakkını” tanımaz. Mesela önce körfez savaşı (1 milyon ölü) , sonra balkanlar (400. 000 ölü), Filistin, Irak (600. 000 ölü, 1 milyon göç) v. s. onun bu stratejisinin bir sonucudur. Hz. Adem’ den bu yana barışçıl, kozmik dünya ile anlaşık, kuşatıcı, kucaklayıcı ilahi vahyin mirası olan İSLAM’ ı önce terörle, fundamantalizmle özdeşleştiren, sonra da protestanlaştırmaya çalışan odur.

Niçin Müslümanlar hedef ? Neden İslam dünyası devamlı kaynar kazan gibi fokur fokur? Neden Ortadoğu yanıyor, Bosna- Hersek’ e ne oldu? Geliniz bu suallerin cevabını Daniel Pipes’ ın “ In The Path of God” adlı eserinin “ Christian Hostility” bölümünden özetleyerek bulmaya çalışalım. Yazar bu eserinde konuyu – tarafsız bir şekilde- ele alır ve batının Müslümanlara karşı yanlı tutumlarının nedenlerini siyasi tarih içinde arar ve şu sonuca varır;

“ Avrupalıların Müslümanlar hakkındaki hisleri, batılı olmayan diğer her hangi bir halka yönelik olandan çok daha düşmancadır. ”

Bu neden kaynaklanır? Hz. Muhammed'in 632’ deki vefatından iki yıl sonra Müslüman fatihler, Arabistan'ın kuzeyindeki Bizans bölgesine akınlar yapmaya başladılar. Yalnızca seksen iki yıl sonra, Pireneler'den Merkezi Asya'ya kadar uzanan bölgeleri fethettiler. Bu bölgelerin büyük bir kısmında Hıristiyanlar, nüfusun çoğunluğunu teşkil etmekteydi.

Müslümanlar, doğu Hıristiyan Piskoposluğunu ve kiliselerinin gücünü büyük oranda yok etti. Dört patriklikten üçü (İstanbul, Antakya, İskenderiye), büyük ölçüde güçlenmiş statüsüyle birlikte Roma'daki papayı bırakarak İslam ülkesine katıldı.

Avrupa anayurdunda Hıristiyanlar, iki ana dalga halinde gelen Müslüman fatihlere dayanamadılar. Bunlardan biri, batıdan gelen ve sekizinci yüzyıldan onuncu yüzyıla kadar devam eden bir Arap versiyonu olan (Endülüs Emevileri) diğeri ise, doğudan gelen on dördüncü yüzyıldan on yedinci yüzyıla kadar süren Türklerdi. İkinci bir fetih dalgası, Osmanlı Türklerinin Boğazı geçerek Bizans'tan Gelibolu'yu aldıkları 1356'da başladı. Sonraki yüzyıllar boyunca. Osmanlılar hemen hemen bütün Balkan yarım adasını zapt etti. Bu fetih dalgası 1529 ve 1683 tarihlerinde olmak üzere Viyana'ya yönelik iki kuşatmayla doruk noktasına vardı. Türk gücü aynı zamanda, Balkanların ötesine, Polonya, İtalya ve Kırım'a da ulaştı.

Müslümanlar, Portekiz, İspanya, Hollanda, Yunanistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Arnavutluk ve Romanya gibi modern devletlerin büyük bir kısmını ya da tamamını bir müddet kontrolü altında tuttu. Ayrıca Fransa, Almanya, İsviçre, İtalya, Avusturya, Polonya, Çekoslovakya ve Sovyetler Birliğinin bazı kısımlarını da yönetti. Keltler, Vikingler ve Macarlar gibi halkların istilaları, 955'de bitti.

Ancak bunların aksine Müslümanlar, Modern döneme kadar fetihlere devam ettiler. Bu yüzden de, 955 sonrası Avrupa'ya yönelik hücumların tamamı, İslam'dan geldi. Hepsinde batı, 1683'deki ikinci Viyana saldırısına kadar yüzyıllar boyunca Müslümanlar tarafından tehdit edildiğini hissetti. Daha sonra bile, Müslümanlara dair korku, Osmanlıların on dokuzuncu yüzyılda Balkanlardaki kontrolünü kaybedinceye kadar devam etti. Bu bin yıllık tehdit, Müslümanların Avrupalının gözünde hususi bir yabancı sınıf teşkil etmesine yol açtı.

Aynı zamanda, İç Asyalılar ve Vikingler'den farklı olarak Müslümanlar, muhalif bir inanç ve çekici bir kültür getiren medeni milletlerdi. Müslümanlar Avrupa'daki Hıristiyan medeniyetinin hâkimiyetine meydan okudular. Müslüman idare altındaki Avrupalılar, İslam dinini, Arapça'yı ya da Türk dilini ve Müslüman kültür biçimlerini kabul ettiler. Askeri bir tehditten daha fazla olarak İslam, alternatif bir hayat tarzı takdim etti. Bu yüzden de İslam, yüzyıllar boyunca, Hıristiyanlığın açık ve kaçınılmaz tek muhalifi olmuştu. İslam, Hıristiyanlıktan mühtediler kazanan tek olumlu güçtür.

Bu Müslümanları, mükemmel bir düşmana dönüştürdü. Müslümanlar literatürde, baş düşman rolünü oynadılar. Arap çobanlar, korkunç Türkler ve barbar korsanlar, Hıristiyan cesaretinin muayyen sahifeleri haline geldiler.

İslam’ a karşı bu düşmanlık, ortaçağ Avrupa'sının bütünüyle İslam dünyası tarafından çevrilmiş olması gerçeğiyle daha da derinleştirildi. Kuzey Afrika'nın karşısındaki İspanya'dan Akdeniz'e, Merkezi Asya'ya ve Sibirya'ya kadar Müslüman halklar perdesi, Avrupa'yı doğu yarım küreden ayırdı. Hıristiyanlar güçlükle vizyonlarının ne kadar sınırlı olduğunun farkına vardılar: "İslam, yalnızca Hıristiyanları küçük kapalı bir dünyada yaşamak zorunda bırakmadı, O aynı zamanda böyle bir var oluşun normal olduğunu da onlara hissettirdi” .

Orta çağlar için, dünya iki ana grubu içerir görünmektedir: Biri Hıristiyanlar diğeri ise, Müslümanlar. Bu sebeplerden dolayı, R. W. Southern, "İslam’ ın varlığını, ortaçağ Hıristiyan dünyasındaki en temel problem” olarak isimlendirir

Müslüman karşıtı duygular, modern Avrupa emperyalizminin gelişimini teşvik etmede kritik bir role sahip oldu. Avrupalılar kendi kıtalarını terk etmeyi göze aldıklarında, bunu iki sebepten dolayı yaptılar: Müslümanlarla savaşmak ya da ticaret yapmak.

Her şeyi batıya göre veya batıya karşı tanımlayanlar onu merkeze alarak batıyı yeniden üretmiş, kendilerini de tüketmiş olurlar. O halde çözüm batının dününü ve bugününü tanıyarak kendimiz olarak kalmak, kendi değerlerimizden yola çıkarak yozlaşmadan değişmek ve gelişmektir.

Hoşça kalınız…

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Kazım
14.11.2014 / 22:52:35
Hocam saygılarımı sunuyorum. Ancak işimiz zor görünüyor.
salim
15.11.2014 / 20:47:05
ayıdan post gavurdan dost olmazmış.saygılarımla

YAZARIN SON YAZILARI

Gelenekten Geleceğe

Gelenekten Geleceğe

Yeni Nesil

Yeni Nesil

Peygamberlik Ve Sünnet’ün-Nebeviyye

Peygamberlik Ve Sünnet’ün-Nebeviyye

Taraklı'da Osmanlı Dönemi Yapılanması

Taraklı'da Osmanlı Dönemi Yapılanması

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.