Gölet gölet dedik de.. Domuz Avlak Sahası olarak kiralanan yerin ortasında.. Anlamadım
Yayın: Güncelleme:
Durun.. "Bu işe de sen çomak sokma" diye hemen karşı tavır almayın. Çomak falan soktuğum yok. Ama aklıma takılanlar var yine. Birazı paranoyadır, eyvallah. Anlatacağım paranoyak işleyişe benzer kötüye gidişler de var; yaşadığımız, yaşıyor olduğumuz ve yaşayacağımız.
Türkiye'nin bilmem kaçıncı büyük göledi olacakmış, olsun, umurumdadeğil. Gölet hangi amaçla kullanılacak? Sulama? Turizm? İklimlendirme? Hangisi, hepsi mi yoksa hiç birimi; pek umurumda değil.
Öncelikle kamulaştırmadan başlayacağım. Vatandaşın biri "kamulaştırma işlemlerinde sorunlar çıkıyor" diyor, beğenmeyerekten. Beğenmezse beğenmesin, umurumda değil. Umurumda olan şu:
• Neden bu kamulaştırmada 1m2'ye 1 YTL civarında bir fiyat biçilebiliniyor. Yani ne ekersen ek, neredeyse hepsinden ürün alınabilecek bir yerden o ürünün sadece 1kg'ını pazardan belki de o paraya satın alınamayacak kadar fiyat biçiliyor? Ekildiğinde, sadece 1 senede senede metre karesinden kilolarca domates alınabilecek yerin metre karesine 1kg domates fiyatı biçilebiliniyor?
Hal böyle olunca insanın aklına geliyor ister istemez. Hele ki bu yer, "Domuz Avlak Sahası"nda olunca...
"Acaba, vatandaştan ölü fiyatına alınıp birilerinin ekmeğinin üzerindeki yağa zemin mi olacak? Ola ki, dediler '35 m yüksek, 30 m yapalım barajın yüksekliğini', gölet havası arazi de eğimi çok fazla olan bir yer değil hani, 3-5 metrelik yükseklik azaldığında bir sürü hazır kamulaştırılmış arazi su altında kalmayacak, diyecekler ki 'bir buraları özelleştirelim' sonrası alışıla gelmiş peşkeş çekme mevzusu.. Al vatandaştan, kapat araziyi ucuza, sonra da ucuz ucuz peşkeş... Oh ne güzel." Haa... burada merak ettiğim bir konuyu yine sorgulamak istiyorum. Göletten yararlanmak için "ürün" ekmemiz lazım. Ürün almak içinde "domuz " beklememiz lazım gelecek. Kolay gelsin...
Bana göre tahmin, size göre paranoya olan kısmı aynen bu. Olmaz demeyin, pek tabii ki de mümkün. Hatta o kadar şey oluyor ki, bu da olağan.
Gelelim bir başka mevzua... Gölet kime yarayacak?
Bana Taraklı'ya yarayacakmış gibi gelmiyor hiç. Sulanacak yerlerin zaten bir çoğu suya gömülmüş olacak. O suyu da Taraklı'nın içindeki bahçelere getirmek kolay iş değil. Turizm açısından bakmayın, orası "Domuz Avlak Sahası" olarak kiralanmış bir yer. Nemden de durulacak hâl kalmaz. Ayrıca, çok kişi boğularak hayatını kaybedecek. "O kadar olur" deyip geçmeye kalkışmasın kimse. Boğulan ben de olabilirim, sen de.. Ben boğulursam belki sevinirsin, sen boğulursan zaten ölür gidersin de, bir yakının boğularak hayatını kaybederse, gölede de yapana da nasıl küfredeceğini duyar gibi oluyorum şimdiden..
Bu gölet işi harbiden ne iş?
Taraklı turizmden ne elde edebilir ki?
• Kestanenin dibinden kalkıp da, turistin oturmasına izin vermeyiz, belli -burada HİCİV yaptım, konuk severliğimize katiyen lafım yok, yanlış anlaşılmasın-. Bu bir. • İkincisi, kaplıcalara gelen turistlerin bir çoğu Taraklı'nın içine uğramıyor, bu biline. Devam diyorum: • Erken saatte ilçemize gelen turistin 11 buçuğa kadar vay haline. Biz o saatlerde uyuyor oluyoruz. • Yatırımcılar gelecek, tesis kuracak, sigortasızlığı bile kabul edip asgari maaşlı iş için takla atan bir sürü kişi gelip buralarda çalışacak, biz belki kapısından bil giremeyeceğiz, para zaten Taraklı'ya kalmayacak.
Düşünenler, planlayanlar vardır illâ ki, "göledin etrafına turistlik tesis açılırsa çoluğumu çocuğumu nasıl işe sokabilirim" diye.
Size örnek vereyim kendimden. Lisedeyken, üniversitedeyken hep söylenip duruyordu, her yerde söyleniyordu, her platformda kafamıza vuruluyordu.. "İş bulmak kolay değil, millet açıkta.." Bana faydası oldu, iş bulmayı düşünmek yerine iş kurmayı düşünmeye başladım. Niye iş kurmayalım? Niye çoluğumuzu çocuğumuzu asgari ücret + sigorta ile yabancının yanında ezdirelim. Niye Taraklı'ya yatırımcı bekleyip duruyoruz. Yatırımı elimizden geldiği kadar kendimiz yapmıyouz?
Aklımdan Fikrimden Hatanın 5 para edebileceğini tahmin ettiğim sivri sinek vızıltısı söz -ANLAYANA-:
• Taşın üstünden bastırıp, elini taşın altında zannetmemesi lazım. (Enes Çınar)
Kardeş çok güzel söylemişsin ağzına kalemine sağlık.Da bunu kim nasıl anlar bilemem..Şimdi diyecek dostlar sen Taraklı düşmanımısın ama bırak desinler.Bilen bilir bizim ne türden bir Taraklı sevdalısı olduğumuzu.Ama bu göl işine ne zaman yorum yazdımsa öyle anlaşıldı.Bazıları yüz yılardır ekilip biçilen yerler bedavaya veilsin.Ama öyle değil işte hem barajı yapacaksın vatandaşa iyilik yapacaksın.Hem de vatandaşın malını elinden hakkıyla ederine alacaksın.Budur hakkın hakkını vermek.Devletin büyüklüğüne yakışan.Neyse uzatmayayım anlayan anlar bu işlerden.Selametle.
İzzettin KÖMÜRCÜ
9.06.2008 / 20:31:44
İsmail, Hakikaten sen Taraklı Düşmanımısın ???
İsmail Dağ
13.06.2008 / 21:09:57
Yok sevdalısıyım ama anlayan anlar bunu.Bunu öğrenmenin bir yolunu da istersen söyliyeyim bugüne kadar çalıştığım tüm il ve ilçelerde tüm iş arkadaşlarım benim Taraklı'lı olduğumu bilir.Onlara Taraklı'yı anlatan bilgiler verir Taraklı'dan hediyeler götürürüm.Ama bu Taraklı ve civar köy halklarının ucuz bir miktar değer karşılığı el ellerinden çıkmasını gerektirmez. Madem sen benden fazla sevdalısın sevgili kardeşim veriver o zaman devletin verdiğinden fazla para da sen alıver o yerleri sübvanse ederek satasın daha ucuza devlete ne dersin?
Nevzat akay
14.06.2008 / 13:17:29
Yazık oluyor beyler bu yorumlar bizlere yakışmıyor.yazarda UMRUMDA DEĞİL demesi kadar yanlış ,yazarın umrunda olmayabilir ama Taraklılının umrunda .Eğer yapılan gölet toplumun yararına ise göletin yapılması lazım.istimlak bedelini beğenmiyorsa yargıya gitme hakkı var.bazı kesimin tarlası gidecek diye Taraklımız için yararlı olacak gölet yapılır ama bugün ama yarın .tabiki işsiz hemşerilerimin yapılacak sosyal tesislerde çalışması hoşuma gider.Gölet yapılmasına gelince yapılmasına geç bile kalındı 2001-2002 yılında eski M.H.P ilçe başkanı İ.Hakkı Seven ile ben D.S.P İlçe başkanı olarak çok uğraş vererek belirli aşamaya getirmiştik ,Seçim olunca proje ertelenmiş daha sonra Taraklı A.K.P yöneticilerin devam etmesi sevindirici olaydır, Bu günü kadar emeği geçen herkese daha Teşekkür etmemiz lazım.Saygılarımla
İsmail DAĞ
15.06.2008 / 00:01:04
Teşekkür ediyoruz.Etmiyor muyuz?Yazarın umurunda olup olmaması benim de umurumda değil.Ancak umurumda olan şu ki işler yapılırken her ikisi de birden yapılsın.Ben Taraklılıyım ve o göletten faydalanacaklar arasındayım.Fakat insanın vicdanı o gölet arazisinde su altında kalacak tarlaların sahiplerini düşündükçe cız ediyor. Yani çok mu imkansız bu hem hak verip vatandaşın rızasını almak hem de göleti yapmak.Ne alakası var sevmekle sevmemekle hak savunucusu olmasının.Değerli ilçe başkanının yorumuda bazı ön bilgiler vermiyor değil hani.Demek ki kendileri iktidar olursa hiç hak arayamayacağız yorumla olsa bile.Daha önce onların iktidarları döneminde ben lpg li aracım yüzünden bugünün parası ile 700-800 lira hak kaybına uğramıştım ve git mahkemeye kazan al paranı denilmişti bireysel gitmeyenlerin parasının üzerine yatılmıştı.Benim olduğu gibi.Bu dönemde ise konuyu bilenler hatırlar paralar mahsuup edilip hak kayıpları önlenmişti.Ben burada daha duyarlı insanların olduğunu düşünerekyazıyorum
İsmail DAĞ
15.06.2008 / 00:15:58
Bu arada bu yazar kardeşimizin yazılarını ve tarzını beğeniyor ilgi ile takip ettiğimi de belirtmek istiyorum.Teşekkürler Enes Çınar.
Önceki konuya ek olarak şunu ifade etmek istiyorum.Benim asıl anlatmak istediğim insanların birbirini anlayamamaları.Hafif bir serzenişte bulunulduğunda, hemen düşmalar üretilmesi insan bir konuda bir fikir ileri sürülünce hemen düşman mı oluveriyor.Vay bizim demokrasi anlayışımıza bu şekilde kel oğlan hikayeleri gibi az uz gider gideriz bir de arkamıza bakarız ki bir arpa bile yol alamamışız.Eleştiriden tedirgin olanlar aslında hatalarını görmek istemeyenlerdir.Hatasız kul olmamakla birlikte, önemli olan hatayı anlayıp o hatadan en zararsız biçimde geri dönebilmektir.Hata da ısrarcı olmanın erdemle alakası yoktur. Bu arada yazık mazık ta olmaz herşey tartışıldıkça olgunlaşır.Tartışmayı istişareyi bilmeyenler bunu yazık olarak addedebilirler.
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:00:05
BİLİM-KURGU veya PARANOYA KURGU !-1
Yazıyı şekil olarak incelediğimde domates kelimelerinin kırmızı yazılması ilgi çekici..”biçilebiliyor” yerine “biçilebiliniyor” kelimesinin kullanılması da zannedersem şekli bir imla hatası…
Muhteviyat olarak baktığımda gerçek bir paranoya kurgu tablosu..Hani Enes paranoya oranını düşük tutmuş olabilir ama bence oran oldukça yüksek..Umurunda olmadığı konular onun ilgi alanı meselesi tartışılmaz !Tartışılacak olan umurunda olan kurguları…O yerlerde su olmadığı için domates yetiştirilemediğinden domates mukayese birimi olamaz.Şu an oraların yıllardan beri ekilen ürünleri ölçü alınmalı;bildiğim kadarıyla hububattan ortalama alınacak m2 den safi 10-12 YKrş.tur.Bu da önemli değil.Arazi değeri her an yargı yolu ile alınabilecek haklardandır..Yerin domuz avlak sahası olması neyi değiştirir?Kiralayan av hakkını kiraladı yerlerin kullanım hakkını değil…Bu türlü gölet ve yapay veya doğal iç göller etrafındaki özel mülklerde bile yapılanma zaten
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:03:04
mümkün değil yapılanlar kaçaktır.Eski yapılmışlar hariç yeni yapılanmaya kesinlikle izin verilmemektedir.Acaba Türkiye’de bir örneği var mı etrafına peşkeş çekilerek yapılaşmanın olduğu bir gölet !? Gölet seviyesinin 5 m.düşürülmesi halinde gölet etrafında %5lik en düşük meyilde 105m.bir şerit alan olduğunu varsayarsak;özel mülk ve gölet suyu arasındaki bu alanın özelleştirilmesi kadar komik bir kurgulama olamaz.Üstelik göletlere biriken suların seviyesi tam kontrol altında olamaz.Havzaya düşen yağış oranına göre zaman zaman istimlak dışına bile taşabilir.Kurak yıllarda 200m.lik alan da boşalabilir.Bu arada peşkeş çekileceğine kesin inanıyorsan bu parsadan pay kapmaya hazırla kendini…Hani iş kurma düşüncelerin adına..Sakın bize düşürmezler deme …Ve asgari ücret+sigorta altında çocuklarımızı ezdirmek tabiri de,bekara karı boşamak tabiri gibi kolay edilen laf..O ezdirmenin işverene maliyeti 870 Ytl.dir.Sen hiç bu bedellerle para kazanarak işçi çalıştırdın mı Enes yavrum…
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:06:27
”Ürün almak için domuz beklemek “ten ne kastedildiğini anlayamadım…Bu yıllardır yapılan ve bundan sonra da yapılacak olan iş.Bununda teknolojik çözümünü ürettiler “domuz topu” patlatıyorlar otomatik…Beklemeye gerek yok.!Sonra “Nemden durulacak hal kalmayan” yerler için bu kurgulama telaşı niye hani ! Umurunda bir tek m2 birim fiat olduğuna göre…!
Bundan sonra söyleyeceklerim de yazının muhteviyatı kadar ciddi..!
“Çok kişinin boğularak hayatını kaybetmesi”tezi de beni çok düşündürdü.Önemli bir konu nede olsa insan hayatı, böcek değil ki ..Buradan yola çıkarak bütün gölet,göl,deniz sahillerinin kapatılıp tel örgü içine alınması düşünülebilir..İnsanların boğulmaması için...Hadi göletlerde boğulanlar için gölete,yapana yaptırana sövelim de doğal göl ve her yıl onlarca insanın boğulduğu en yakınımızda Karadeniz için kime sövelim ?Sahi yollarda ölüm makinaları olarak dolaşan kara taşıtlarına her kazada ölen insanlar için,bu otomobili yapana da,ithal edene de binmeyi akıl edene de diye
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:10:07
sövmemiz gerekir.Niye sövmüyoruz biz yahu bu kadar duyarsız mı olduk insanlar ölürken…Yoksa ben paranoyak mı oldum bu yazıyı okurken ?..
“Taraklı turizm den ne elde edebilir ki” ye öneriler:
1.Taraklı’daki kestane gölgesinde oturmak herkesten çok Taraklı’lı vatandaşlarımızın hakkıdır elbette.Memleketi!Ama gelen turistler için de yeni kestane gölgesi alanları yapılmalı ki misafirperverliğimize laf gelmesin..,
2.Kaplıcalara gelen derken mevcut kaplıca kastediliyorsa değmez konuşmaya;çünkü sahibini zor idare ediyor.Yapılacağı söylenen düşünülüyorsa önerim:Taraklı’yı yavaş yavaş kaplıcanın yanına taşımak…
3.Erken saatte Taraklı’ya gelenleri mağdur etmeme adına ;Taraklı’nın öğle güneşi dik vurduğu saatlerde çok güzel olduğu yaygarasını turizmcilerin kulağına girecek şekilde yaymak.
4.Taraklı’daki yatırımlarda çalışmak için takla atarak gelen yabancılara rakip olabilecek yerli taklacılar yetiştirmek .Klasik anlayışımız olan az çalış çok kazan hatta hiç çalışma kazan anlayışının
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:21:32
sövmemiz gerekir.Niye sövmüyoruz biz
yahu bu kadar duyarsız mı olduk insanlar ölürken…Yoksa ben paranoyak mı oldum bu yazıyı okurken ?..
“Taraklı turizm den ne elde edebilir ki” ye öneriler:
1.Taraklı’daki kestane gölgesinde oturmak herkesten çok Taraklı’lı vatandaşlarımızın hakkıdır elbette.Memleketi!Ama gelen turistler için de yeni kestane gölgesi alanları yapılmalı ki misafirperverliğimize laf gelmesin..,
2.Kaplıcalara gelen derken mevcut kaplıca kastediliyorsa değmez konuşmaya;çünkü sahibini zor idare ediyor.Yapılacağı söylenen düşünülüyorsa önerim:Taraklı’yı yavaş yavaş kaplıcanın yanına taşımak…
3.Erken saatte Taraklı’ya gelenleri mağdur etmeme adına ;Taraklı’nın öğle güneşi dik vurduğu saatlerde çok güzel olduğu yaygarasını turizmcilerin kulağına girecek şekilde yaymak.
4.Taraklı’daki yatırımlarda çalışmak için takla atarak gelen yabancılara rakip olabilecek yerli taklacılar yetiştirmek .Klasik anlayışımız olan az çalış çok kazan
Haluk Ali Pektaş
15.06.2008 / 23:23:38
anlayışının yıkılabilmesi için iş adına takla atabilecek gençler yetiştirmek bunun için takla kursları açmak…Nasıl olmayacak şey mi bunlar neden olmasın ?
Son olarak:”Taşın üstünden bastırıp,elini taşın altında zannetmemesi lazım”sözüne katılarak bir ilavem olacak ;”Kimse, pamuk çuvalının altına sokarak elini,taşın altında zannetmesin”..
Haydi hoşça kalın...
İSMAİL DAĞ
15.06.2008 / 23:29:47
Kardeş İzzettin sırf Taraklı'ya ait diye kaç kişiye kim bilir Taraklı Kömürcüoğlu köpük helvalarını anlattım götürdüm yedirdim.Sırf Taraklı'nın reklamı olsun için senin ettiğin laflara bak.yakışıyor mu hiç bilir bilmez bir insanı karalamaya
izzettin kömürcü
16.06.2008 / 22:26:11
sevgili ismail ne yani helvanın reklamı nı yapıyorsun diye helvayı sana bedavayamı vereyim? alıyorsun helvayı satıp ne güzel para kazanıp ekonomine katkı sağlıyorsun
İsmail Dağ
16.06.2008 / 23:58:15
İzzettin'ciğim bugüne kadar senin helvanı alıp ta hiç kimseye para ile satmadım onu hiç de düşünmedim.Şayet düşünseydim üretimini öğrenir çok güzel reklamını da yapar bal gibi satmasını da bilirdim.Ben sırf Taraklı'ya ait bir şeyler götürmek ve onun reklamını bir şekilde yapmak adına götürdüm.Hatta bağlı bulunduğum sendikamın yönetim kurulu toplantısında da köpük helva ikram ettim ve ekmekle çok güzel afiyetle yedik.Arkadaşlar şimdiden bizi oralara bir pikniğe götürsene demeye başladılar bile.Yazın inşaallah onu da yaparız.Fakat senin şu her seferinde lafları tersten anlamana bir türlü anlam verebilmiş değilim.Özel bir duygun varsa söyle de bilelim.İleride Taraklı'da sürekli yaşamayı düşündüğüm için şimdiden gardımızı alırız.Buradan bu tür den değilde daha olgunca atışmaların çok daha erdemli olacağı kanaatindeyim.Yoksa sen bir şeyler yazarsın ben yazarım kimse bir şey anlamaz ve bizde bir yere varamayız.Sevgiyle kal sevgili İzzettin
İsmail Dağ
17.06.2008 / 00:05:30
Bugüne kadar kaç defa bedavaya helva istedimde bedavaya mı verecektin demenin de ne kadar anlamaı var bilemiyorum.Kendi yazılarının altındaki dan dun yorum yapmaların da sana bir şey kazandırmıyor.Bilakis çok şey kaybettiriryor haberin olsun.
Benim ekonomime katkı sağlayacak çok daha akıllıca formüllerim yapıtğım işler var İzzettin senin bu konuda kafa yorman yersiz. Senin 2 ytl lik helvanı alsam getirip burada 3 ytl den satsam 5 paket benim hamallıktan başka ne çıkarım olabilir ki bir kafanı yor istersen. Ama elli defa söyledim fakat bazı şeyleri anlayamadın seninle birlikte yola çıkanlar yatlar katlar sahibi oldu.Sen hala iki ileri bir geri sayıp duruyorsun orada bana habire laf yetiştirmeye çalışırken birazcıkta köpük helvalarınla ilgilensen ve daha fazla kişiye duyursan akıllılık etmiş olursun.Gel istersen bu konuda birilerinden biraz profesonel yardım al he ne dersin.Yarın öbür gün Pamukovaldan Geyveden birileri gelir karşına dükkan açarsa zor durumda kalırsın haberin ola
Nevzat akay
21.06.2008 / 08:36:28
Sayın İsmil kardeşim bildiğim kadarı ile mesleğin ilim irfan üzerine eğer siz ilim irfan dağıtırken çocuklara Türkiyenin bir hukuk devleti olduğunu bu şekilde öğretiyorsanız vay halimize.T.C hak arama adli hukukla geçer.Benim izah etmek istediğim bu ama şahsınız olayı öyle saptırıyorsuzki bana lpg aracından bahsediyorsun ve kendiniz çözümünüde yazmışsınız.Bakın senin lpg lşii aracın için canın yandığını söylerken benim sırf o zamanlar C.H.P li aile olduğumuzdan o zamanki yönetim Hastanenin ve yeni yerleşim bölgesindeki evlerin olduğu yerde bizimdi ve yok pahasına gitti paralarını bile alamadık ve alamadılar. Şimdi gelelim konuya alınan tarlaların parası verilmiş vaya verilecek az bulanlar yargıya gitmiş yargı keşfini yapmış yeni bedel kararı verecek bedellerini alacaklar.Taraklı sevdalısıyım diyorsunuz ama yapılan gölet ilçemizin don olaylarını önlediği gibi ileride sulana kanalları yapıldığı zaman su yüzünden kavgalarımız bitecek sulama sayesinde yeni ürünler yetişdiricek
Nevzat akay
21.06.2008 / 09:21:11
İsmail kardeşim arkadaşlarına köpük helva yedirdim diye Taraklı sevdalığı olmaz.Taraklının kaderi ile senelerdir oynandı bu tip yorumlar ve düşüncelerle bu kervana sende katılma Taraklıya bir çivi bile çakana yardımcı olalım.Bana düşmez ama arkadaşım ve kardeşim olduğu için gururuma dokundu İzzettin kardeşim Taraklıda namusu ile ticaret yapan ve durumuda kötü olmayan kardeşim.Ticaretden anlamadığında beli ticarette çok iyi olmakta vardır, zarar etmekte ,olduğu gibi kalmakta .Allah senin işlerini açık etsin Saygılarımla
Kadir DEMİR
21.06.2008 / 20:17:54
Abicim konuyu nerelere taşımışsınız ya. Konunun dışına çıkmadan birbirimizi rencide etmeden saygı ve sevgi çerçevesinde tartişsak diyorum. Hem okuyucular faydalanır hemde uzaktakiler yapılanlarla ilgili yeterli bilgiye ulaşır, ne dersiniz...
İzzettin
23.06.2008 / 00:29:34
Sevgili İsmail Kardeşim bırakalımda hakkımızdaki düşünceleri akuyucular karar versin beni bilen bilir. Hakkımda söylediklerini eksik yazmışsın ben cebimde beş parasız da gezdim. Kan kusarken de kızılcık şerbeti içtim dedim. Ama şimdi şükürler olsun ki "Herkes ile yarışıp herkesi geçecek konumdayım. Daha da iddialı konuşup sana şunu diyebilirim. Şuan ki konumum akıl alma değil tıpkı Köpük helva ticareti gibi AKIL SATMA konumundayım" Bilmem anlatabiliyormuyum. Beni tanıman için demek ki okul sıralarında benimle oturman yetmiyor. Vaktini ayoracaksın benimle sadece bir gün geçireceksin. Ufkumu da çevremi de niyetimi de görürsün. Kısacası anlatmasını değil, yaşatmasını severim. Yazdıkların bana göre fasa fiso... gözlerinden öptüm.
İzzettin
23.06.2008 / 00:32:26
Senin Gibi Dost Varken Düşmana Ne Hacet
Nevzat akay
23.06.2008 / 00:55:23
Kadir kardeşim sen önce konuya vakıf ol.Konuyu nereden nereye getiriyorsun diye yorum atmışsın ,ilk önce yazıyı ve yorumları oku konuyu ben mi farklı yere getirmişim yoksa bazı yorumcularmı.
Kadir DEMİR
23.06.2008 / 11:19:54
Nevzat AKAY'a ; Allah aşkına ya...İn aşağıya da bir bak.Sizinle ilgili bir tek kelime geçiyor mu ? Asıl sizin konuya vakıf olmadığınız,üstünkörü okuduğunuz ortada.Lütfen, bir dahaki yorumlarınızda bu hususa dikkat edip ona göre yazınız. Teşekkür ederim.
Nevzat akay
23.06.2008 / 19:20:33
Kadircim canım ciğerim ya yazdıklarını bilmiyorsun ya laf olsun diye konuşuyorsun aşağa baksana zaten iki-üç kişi yorum yapıyor,sen iyi bak.
Kadir DEMİR
24.06.2008 / 12:53:25
Nevzat AKAY'a ; Alın size bi boş tartışma daha. Bak abicim, bahse konu olan İzzettin ile İsmail arasındaki lüzumsuz çekişme - tartışmadır. Burası o tür söylemlerin yeri değildir, zira hoş olmuyor. Onlara istinaden yazılmış bir yazı idi bizimkisi.Sizinle hiç bir ilgisi yok vesselam.Şayet olsaydı detayına kadar inerek gereğini yazardım.Anlaşılmıştır herhalde anlatmak istediklerimiz.Bir dahaki yazı dizilerinde yazışmak üzere, haydi kalın sağlıcakla...
İsmail Dağ
24.06.2008 / 23:00:22
Bu ve bunun gibi konulara bilahare sizden gelenler köşesine bir mektup yazarak değinecem.Nevzat Bey'in İzzettin i koruma refleksiyle hareket ettiğini ve İzzettin'in de ben bilirim edalarıyla burnundan kıl aldırmadığını biliyorum.Ama ne yapalım görünen köy kılavuz istemez.Ancak sevgili İzzettin kendini gözlerimden öpecek kadar gök yüzünde falan görüyorsan istersen aynaya bir bakıvermeni tavsiye ederim.İnsanlar aynı sıraları paylaştıkları insanların genellikle gözlerinden öpmezler.
İzzettin KÖMÜRCÜ
25.06.2008 / 13:35:07
İsmail ,Seni bir değil 2 kez gözlerinden öpüyorum...Aynaya falan gerek yok...Varsa gölet hakkında diyeceğin yaz yazabildiğin kadar...Ama lütfen okuyucuların midesini bulandırma artık... !!!
İsmail Dağ
25.06.2008 / 21:04:42
Okuyucuların midesi yazı yazınca bulanıyor mu?
hüseyin armutcuoğlu
5.07.2008 / 17:06:25
ayıp diye bişey var kardeşim başka platformda yazışın ya.yazı hakkında yorum yapacağınıza aranızda tartışıyonuz.yazarın görüşüne saygı duyun.haklı veya değil.taraklıya gönül vermiş yüzlerce insan bu ajanstan taraklı haberlerini takip ediyor.sizin tartışmalarınızı yorum diye okutup takip edenlere saygısızlık etmeyin.enes çınarı tebrik ediyorum.paranoya dediklerinde yüzde yüz gerçeklik payı var.bu benim görüşüm saygılar
İsmail Dağ
7.07.2008 / 00:39:50
Siziz görüşünüze de saygılar kardeş.Aslına bakarsan çok doğru söylüyorsunuz söylemesine de siz belkide işin aslından haberdar değilsiniz.Yorumların en başından itibaren okursanız benim yazımın atışmayla başlamadığını ve Sevgili Enes'in yazısına hakiki bir yorumla başladığını ancak yapılan sataşmalar sonucunda işin bu noktaya geldiğini anlayabilirsiniz.Saygılar...
Enes ÇINAR
Aklımdan Fikrimden
