Mustafa Özbilge Mustafa Özbilge Dıngılım

The Wall veyâhut Şimdi Okullu Olduk!

Bu yazımı, bir cumartesi günü, kendisiyle kahvehanede otururken; çocuk olmayı çok istediğini, ancak yeniden okula gitmeyi göze alamayacağı için bu hayalinden vazgeçtiğini söyleyen Yalçın Ağabeyimin çocuk ruhuna ithaf ediyorum…
Yayın: Güncelleme:

Şimdi okullu olduk(!)
Sınıfları doldurduk(!)
Sevinçliyiz hepimiz(!)
Yaşasın okulumuz(!)
Anonim (mi?)

Bayramın ikinci gecesiydi. Saat 22.30 gibi... İki arkadaş, Taraklı’da “X” Okulu’nun önünden geçerken, on civarı çocuğun, okul bahçesinde içki partisi verdiklerine şahit olduk. Bu, sadece basit bir ilköğretim çocuğunun, lokal haylazlığı değildi kanımızca.

Seçilen mekanın okul bahçesi olması ve yapılanın fütursuzca teşhiri, bize vakayı, daha çok eğitim sistemine (okula), çocukların gösterdiği ‘aykırı’ bir eylem olarak okumamızı sağladı.

Biraz yukarıdaki tenha yolda değil, banklarda değil, karanlıkta değil… apaydınlık ışığın altında, okulda… Hem de “Y” ye sırtlarını dayayıp, ayaklarını da X’ e uzatarak…

Sonra bizim siluetimiz karanlıktan çıkıp beliriverince, yavrucaklar tanıdıkları ve sevdikleri bu ağabeylerine saygısızlık olabileceğini bellediklerinden olsa gerek (bu, arkadaşımın yorumudur), içkilerini de öylece bırakarak, duvardan atlayıp, kaçışıverdiler. Yaşları on bir, on iki, on üç… (Bu arada; aynı gece, farklı bir saatte, başka bir öğrenci grubunun aynı mekanda demlendikleri(!) Hisar Muhafızı dolayısıyla malumatımız dahilindedir!)

Tahmin ediyoruz, bu yazımız da güvenlik mesabesinde değerlendirilip: kameraların, bekçilerin, polislerin, bilcümle devlet erkanının ve öğretmenlerin gözden geçirilmesine, hatta birçok yavrucağın da disiplin kurullarında sorguya- suale çekilmesine sebep olabilir. Elbette demokrasilerde her suçun bir günah keçisi bulunur… (Yunus Paşa’nın Saati yazısından sonra olanlar, devletlü efendiler tarafından Aziz Nesin’i aratmayacak üslupta yazılıp, Kemal Sunal’ı aratmayacak tarzda oynandığını hatırlatmış olalım.)

Bu yazının böyle bir amacı yoktur! Bu yazı, İnsan’ı anlamaya çalışmayıp da, tüm eğitim öğretim teranelerinin ucuzluğuyla, belirsiz bir şeyin etrafında dönülerek, eğitim-öğretimi, genel “fasit daireye” (kısır döngü) bağlayan zihniyete işaret etmek istiyor.

Şimdi, bu sebepten size Ivan IIlich’in Okulsuz Toplum’unu elinize alıp, Pink Floyd’dan The Wall şarkısını dinlemenizi söylemeyeceğiz. Hele bu şarkının klibini hiç mi hiç seyretmeyin(!) Fakat İnsanın Dört Zindanı’ndan, şunlara kulak verebilirsiniz:

“Bugün tartışılmakta olan çeşitli eğitim ve öğretim doktrinlerinin tümü çıkmaza girmiştir. Çeşitli felsefi temellere dayanan dünya öğretim sistemlerinden hiçbiri başarılı olamamıştır. Her biri başlangıçta büyük gürültü koparmışsa da daha sonra yetersizlikleri ortaya çıkmıştır. Bu durum, bu eğitim ve öğretim düzenlerindeki bir kuruluş eksikliğinden değil, şu husustan kaynaklanmaktadır: günümüz dünyasının büyük öğreticileri ve eğitim-öğretim düzenlerinin kurucuları, insan eğitim ve öğretiminin uygulayım yöntemlerine geçmeden önce insanın niteliği sorununu çözmelidirler.”

“insanın ne olması gerektiğini, ne olduğunu kavramıyor isek, diğer bir deyişle açık ve üzerinde anlaşılmış bir insan gerçeği düşüncesine ulaşmamış isek, kültürü, eğitim ve öğretimi, ahlakı ve toplumsal ilişkileri düzeltme yolundaki bütün çabalarımız boşunadır ve boşa gitmeye mahkûmdur. Böylelikle de, aşılama ve ayıklama yöntemlerini, bağ-bakımı ve bitki-bilimini, çağdaş bilimin en üst düzeyinde bilen, gelgelelim diktiği ağacın türünü düşünmeyip içinde bulunduğu toplumun hangi ürüne ihtiyaç duyduğunu göz önünde tutmayan bir bağcıya benzeriz. Gerçekten de bugün insanı ve toplumu düzeltmek isteyen herkes için böyle bir benzetme yapılabilir. İnsan sorununu çözmeden önce, ileri ve başarılı bir eğitim ve öğretim düzeyine varmamız imkansızdır. Yeryüzündeki toplum düzenlerinden hiç birinin, Marksizm ve Sosyalizm’den diğer bütün ideolojilere kadar, insanın ne olduğunu söyleyip açıklamadan ve insanın kendi yaratılışını temel alarak izlemesi gereken son ve öz amaçların hangi amaçlar olduğunu belirlemeden, daha doğrusu bu çizgiye erişmeden, başarılı olmaları mümkün değildir. Yüksek düzeyde toplum, büyük uygarlık, siyasi veya iktisadi öğreti düzenlerinden çok daha önce, ne tür bir insan oluşturmak istediğimiz ilke olarak belirlenmiş olmalıdır. Şu halde, her şeyden önce insan olma ve insanlaşma sorunu çözülmelidir. Her sorunun temeli budur, ister sonra dine bağlı kalmak istemiş olalım, ister din dışı, ister sosyalist, ister onun karşıtı, ister ilerici, ister gerici; sonradan ulaşmayı dilediğimiz biçim ne olursa olsun, önce, bu sorun hepimiz için çözülmelidir.”

“Eski öğretim düzeninde, medreselerde, öğrenci öğreticisini kendi seçerdi. Şimdiki düzende iki taraf da birbirini seçmiş değildir. Eski düzen içinde, öğrencinin seçtiği öğretici, öğrencisini kendi öğretisine göre basamak basamak ilerletir ve son aşamaya ulaştırırdı. Bugün başlangıç bilgilerini verip, sona ulaştığımızda, yılın da sona erdiğini, öğrencinin gidip, yerine yeni bir öğrenci topluluğunun geldiğini, tekrar baştan başlamamız gerektiğini görüyoruz. Bu sebeple de, sürekli olarak başlangıçta kalıyoruz. Yeni öğretim düzeninde, bir öğretmenin öğrencisine: ‘iki yıldır aynı sınıfta kalmaya utanmıyor musun?’ dediği, öğrencinin de: ‘Asıl sen utan, yirmi beş yıldır aynı sınıftasın!’ diye cevap verdiği anlatılır. Yani, bu düzen içinde öğrenci hep başlangıç yapmakla kalıyor ve sonuca ulaşamıyor.”*

 

*Dr. Ali Şeriati, İnsanın Dört Zindanı, Çev: Hüseyin Hatemi, İşaret Yay, İstanbul, 2005, S.10-11-12

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Kadir DEMİR
28.09.2009 / 12:33:36
Devir terso gitmeye başlamış,olacak-a az kalmış vesselam.Anlamadığım koca bir Osmanlı tokadına doğru koşar adım gitmek te neyin nesi?Valla sonunda giydirecekler fesi,böyle giderse yazık-acı olacak sonuç.Benden söylemesi.....Abicim herşeyi bi kenara bırakıp şu içki satan yerleri bi ele alsak.Yazık günahtır yaa,acaba kendi çocukları aynı haltı yapsalar ne düşünürler.Sahi belediye nasıl verdi bu adamlara ruhsat,polisimiz ara sıra çıkıp kolaçan etmezmi sokakları,anne-babalar ne iş yapar,ya eğitimcilerimiz-hocalarımız.Abi GEÇ KALMADAN ANLATALIM GERÇEKLERİ ÇOCUKLARIMIZA.İYİYİ-KÖTÜYÜ,HELALI-HARAMI BİLSİNLER.BAKIN KAYBEDİYORUZ ÇOCUKLARIMIZI HAAA BİLGİNİZE.İLERİDE VAH TUH DEMEKTENSE YOL YAKINKEN ALALIM ÖNLEMİMİZİ,YETKİLİLER DE YAPSINLAR GEREĞİNİ.
ufuk şen
28.09.2009 / 14:39:45
En azından alkol alınan yerler şehir dışına çıkarılmalı ki bu konuda bir çalışma var taraklıda bu bayramda öğrendim. Kadir DEMİR kardeşime meraklanmasın diye buradan haber vereyim dedim. ayrıca. gençlerimizizn üzerinde bir acizlik bir vurdumduymazlık var. sigara nerelerde içilir, bir büyük karşına çıkıldığında sigara nasıl saklanır bunu bilmiyorlar. Temennimiz hiç içmemeleri ama hadi içiyorlar usulüne uymuyorlar. Bizler onların yaşında ve dahada küçükken Sağlık ocağında Rahmetli selami abinin yüzlerce kez uyarısına rağmen direk yapar maç oynardık. Şimdikiler salon var maça gitmiyorlar. yazık çok yazık
Kadir DEMİR
29.09.2009 / 12:23:30
Ufuk kardeş;herşey iyi güzelde,çoluk çocuğa da içki satmak ne oluyo?Görüyoruz ki içki kullanım yaşı nerdeyse 10'lara kadar inmiş.Yazıktır-günahtır bu bebelere,vurgulamak istediğim buydu. Bu tür mekanların şehir dışına çıkarılmasıyla ilgili çalışma geç kalınmamış mı?Haa birde zaten öylesi mekana çoluk-çocuğu almazlar,keza satanlara bir yaptırım uygulamak lazım.O'nuda şehir dışına atacak değiller ya.Abi,bu çocuklar hepimizin geç kalınmadan eğitip öğretmek-doğruyu yanlışı göstermek lazım.Bak demedi deme son pişmanlık fayda vermeyecek yoksa...

YAZARIN SON YAZILARI

Ya Âhirimiz Ya Âhiretimiz Filistin (46)

Ya Âhirimiz Ya Âhiretimiz Filistin (46)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında.
Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında.
Bahar Oyunu

Bahar Oyunu

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Bayram Efkârı (44)

Bayram Efkârı (44)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Çârgâh

Çârgâh

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.