Mustafa Özbilge Mustafa Özbilge Dıngılım

Atatürk Lisesi mi Kasımiyye Medresesi mi?

Muhafazakar iktidarın liberal-demokrat şekerli kokteyl politikalarını nasıl okumalıyız?
Yayın: Güncelleme:

Muhafazakar iktidarın, yaptıklarını ve yapmak istediklerini anlamlandırma çabasında olan kemalist-ulusalcı muhalifler; bir kandırmacanın, uyutmanın olduğu, gizli planlar-programlar peşinde bulunulduğu düşüncesiyle bütün olan biteni, var olan düzenin ilelebetliğine halel getirecek bir hamle olarak görmektedirler. Tutundukları şeyin kopmakta olduğunun farkında olan bu kesim, “tehlikenin farkında” olmanın, ama bir şey yapamamanın çaresizliği içerisinde kıvranmaktadır.

Haklılar. Zira hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikardır. Fakat gidenin yerine neyin geleceği/geldiği konusunda, onların pozitivist kafaları sınıfta kalmaktadır. Çünkü hâlâ psiko-patolojilerinin temelinde, bir gece bacadan giriverecek öcü-irtica bulunmaktadır. Tophane’nin karanlık sokaklarından çarşafa bürünmüş şeriat, aniden karşılarına çıkıverecek ve ortaçağın engizisyonlarında, giyotinlerde buluverecekler çağdaş kafalarını.

Ulusal tarihlerini, sınırları içinde okumaya ve zinhar mukayeseli bir tarih okumasına yanaşamamış zihne, dünyadaki küresel değişimden bahsetmek müfredatın dışında bir okumaya zorlamaktır ki yasada, bunu da yargılayacak bir madde elbet bulunuverir. Kendilerini daha fazla ciddiye almamıza gerek yok.

Peki buna karşılık, muhafazakar iktidarın liberal-demokrat şekerli kokteyl politikalarını nasıl okumalıyız? Bütün dinleri, dilleri, kültürleri, politik görüşleri, tatları bünyesinde barındırdığına veya onlara yaşam hakkı sunduğuna dair ikna çabalarını…

Balıklıgöl’ün yanı başında, Dinler Bahçesi Projesi kapsamında, kilise-havra-camii yapma arzusu birdenbire nasıl uyanır mesela? Gerçi arazinin altyapı çalışmalarında 3000 yıl önce yaşadığı sanılan Amazon Kraliçesinin mozaiğe işlenmiş resimlerine rastlanması, projeyi şimdilik durdurdu; fakat bu bilinç ateşi soğumadan, başka bir mekanda, projenin hayata geçirilmesi sağlanabilir. Mezopotamya’nın kadîm dini tecrübesinin, hoşgörü içerisinde, kilisede-havrada-camide tecessüm etmesi umulur(!)

Diğer taraftan Gebze’deki 150 kişilik İlyas Bey Camisi’ni yıkıp yerine 3000 kişilik camii inşa etmek fikri, ancak böyle muhafazakar bolluk döneminde yapılabilecek bir icraattır.

Akçakoca'nın oğlu İlyas Çelebi tarafından yaptırılan caminin inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Gebze'nin ilk fethedildiği yıllarda 1326’da yapılmaya başlandığı tahmin edilen İlyas Bey Camii, Osmanlılardan kalma en eski cami olarak biliniyordu. Camii sonradan harap olup yeniden inşa edilmiş olsa da minaresi eski halini koruyordu.

Yerini bilenler, şu an gittiklerinde hafriyat yığınıyla karşılaşmanın şaşkınlığını yaşayacaklardır. Camii derneğinin, bahçedeki Osmanlı mezar taşlarını ise ne yaptığını bilemiyoruz. Caminin 300 metre aşağısında açılmış Gebze Center’a karşı, 3000 kişilik modern bir camii inşa etmek, müminlerin ihtiyaçlarını ancak karşılayacaktır(!)

Eğitimin tarihten koparma işlevi böyle bir şey. Çocuklarınızın, tarihiyle tüm bağlarını kopardığınızda; çocuklarınız Kasımiyye Medresesi’yle Atatürk Lisesi arasındaki farkı anlayamaz duruma gelirler. Çünkü ikisi de taş yığınıdır, biri estetik diğeri çirkin bir yapı. Babaları, medresenin içerisinde camii var mı yok mu diye saçma bir tartışmanın taraflarıdır. Medresenin içerisinde camii yoksa, o zaman milli güvenlik, din kültürü, müzik, matematik vb. derslerin okutulduğu bir yerdir medrese ki orada, Atatürk Lisesi’nde yapılabilecek her şeyi yapabiliriz(!) Mesela balo…


İslam ansiklopedisi der ki: “İslam âleminde, ilk devirlerde mescid (camii) doğrudan doğruya bir tahsil müessesesi vazifesini de gördüğü gibi, sonrasında meydana getirilen medreseler, yer ve faaliyet bakımından, mescitlere çok sıkı bir şekilde bağlı bulunuyordu. Bundan dolayı medrese ile mescit birbirine muvâzî (denk) olarak inkişaf etmiştir.”

“En eski medreselerin içinde bir namazgah bulunduğunu ve dolayısı ile bir camii hüviyetinde sahip bulunduklarını tasavvur edebiliriz. Bizce malum olan medrese örneği tam bir camii olarak yapılmıştır. Eski camilerde de talebelerin yatıp-kalktıkları odalar bulunduğuna göre medrese ile mûtad camii arasında esaslı fark yoktur: yalnız medreseler, bilhassa talebelerin okuması, iskân ve ibadeti göz önünde tutularak yapılmıştır. Medrese bu vasfı ifade eder.”

“Medreseye aynı zamanda mescit de denilmekte idi. Medrese ismi, müessesenin esas gayesi ve binanın inşa tarzı göz önünde tutularak veriliyordu. Bir camide muayyen bir hücre, derslere ayrılınca buraya medrese denilirdi. Şam’daki 6 medrese Emevîye Camii’nde bulunmakta idi.” Bu bilgiler, merakımızı biraz olsun giderebilir.

Yukarıda da söylenildiği gibi, medrese ile camiler arasında esaslı bir fark yoktur. Bizdeki laiklik, tevhidi tedrisat her şeyi dümdüz ettiği için medreseler harap olmuş, camiler ise ilimden, irfandan, hikmetten uzak devletin güzide(!) kurumu diyanetin güdümünde kontrollü namaz kılma yerlerine dönüştürülmüştür. Medreselerde anadil problemi de yaşanmıyordu; Türkçe-Kürtçe-Arapça-Farsça kitaplar aslından okutulup bu diller konuşulabiliyordu. Bugün dahi güneydoğuda bu yönünü koruyan birkaç medrese mevcuttur.

Camileri kültürel faaliyetlerin icra edildiği müze-mekanlara tam olarak dönüştüremeyenler, bugün muhafazakar-demokratların elinde, tarihi medreseleri, defile ve görsel şölenlerin yapılabileceği en uygun mekanlar olarak tahsis ettirmiş bulunmaktadırlar. Ne de olsa asırlardır bu millet, buhur kokulu medreselerde Doğu Masallarını dinleye dinleye yaşamıştır. Şimdi de tarihi eser durumuna düşürülmüş ne varsa, pazara çıkarılıp turizmin sömürü sofrasına meze yapılmaktadır. Taşları parlatıp tahtaları cilalamak bunu meşrulaştırma hakkını veriyor sanki.

Harap eden ve restore eden güç, binaların içini de istediği gibi dolduramaz mı? Dindarlar, kendilerinden olan bu muhafazakar hükümete kurnazca sessiz kalırken, iktidar el değiştirdiğinde aynı tavrı takınacaklar mı? “Evet” demenin ehemmiyetini minberden anlatanlar, Kasımiyye için âhirette hesaba çekilir mi? Dindar olmayanlar, dindarların samimiyetine ne kadar güvenebilirler artık? Hem dindar olup hem iktidar eleştirisinde bulunmak neden mantıklı görülmez bugün? Peki Deyrulzafaran Manastırı’nda defile yapılabilir miydi? Süryaniler ve Batı cephesi ne derdi buna? Ani Harabeleri’nde namaz kılmayı neden “evet” mağlubu bir partinin mensupları düşünür?

Her şeyin burada muhafazakar iktidar eliyle yapılageldiğini söylemek safdillik olacaktır. Bir ulus-devlet, kiliselerin öneminden, çoğulculuktan bahsediyorsa; 95 yıl sonra Akdamar Kilisesi, 88 yıl sonra Sümela Manastırı ayine açılabiliyorsa, Dinler Bahçesi Projesi hayata geçirilmeye çabalanıyorsa; devletin katı kemalist yüzünün modern sonrası (post-modern) ne şekilde görünebileceğinin ip uçları da bir yönden verilmiş oluyordur.

Devlet-ebed-müddet, yeniliyor kendisini, yeniliyor kendisine, hem de toplumu dönüştüre dönüştüre.

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Cemalettin Çınar
5.10.2010 / 12:38:17
Önemli bir mes'eleyi irdeleyerek değerlendirmişsiniz. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Yazınız, bana Er-Rad Sûresi 11 inci ayeti harırlattı. ''Allah bir kavmi değiştirmez; Onlar kendi nefislerindeki hali değiştirmedikçe.'' Bu itibarla fikir bazında tüm insanlığın iyiliğini istiyerek pozitif enerji yüklnip üretiyorsak eğer, toplum da Allah(cc)ın razı olacağı yönde yenileniyor demektir. Burada Üstad Necip Fazıl'ı anmadan geçemiyeceğim. O diyor ''Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.///// Gün doğmuş gün batmış ebet bizimdir.''

YAZARIN SON YAZILARI

Ya Âhirimiz Ya Âhiretimiz Filistin (46)

Ya Âhirimiz Ya Âhiretimiz Filistin (46)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında.
Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında.
Bahar Oyunu

Bahar Oyunu

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Bayram Efkârı (44)

Bayram Efkârı (44)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Çârgâh

Çârgâh

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.