Tevfik KAYMAZ Tevfik KAYMAZ Memleketim

Taraklı Sevgisi

Ey güzel Taraklım; Türkiye ye ülkemize ne kadar çok benziyorsun.
Yayın: Güncelleme:

Bu sitede köşeme “Memleketim” adını verdim de bir türlü doyunca memleketimi yazamadım henüz. Yine Memleketim Taraklıyı ve memleketimin tümünü güzelce harmanlamak istedim bu yazımda.
Dilerim okurken Taraklıda Vehbi ağabeyin kahvesindeki o koca sobanın başında sıcak bir çay içerken sohbet ediyor gibi de hissedersiniz bir yandan.

***

Önce Türk obalarında sönmeden tüten ocak başlarında, Sonra Otağılar da, ardından akil kişilerle yaşlı çınar ağaçlarının altında, daha sonra saraylarda ve son olarak ta köşklerde devlet olmak Türk e hastır. Dünya ya devlet kurmayı Türkler öğretmiştir. Türk olmayanlar devlet kurmayı da yıkmayı da Türk devletlerini yıkmak için uğraşırken öğrenmiştir.
Dünya tarihide, Türk tarihide üç beş yüz ya da üç beş bin yıllık değil daha eskidir.

Güzel ilçemiz Taraklı böyle bir tarihsel akışın içinde Türkler ‘e yurt olmuş, Hacı Murat bey, Yusuf bey isimlerini miras bırakmışlar. Halen miraslarının sahipleri sağ ve salim.

Ama ne zaman Taraklı ya gelip akşam da kahvelerden çıkıp eve dönsem gözümden kaçmayan beni hüzünlendiren bir şey var. Hani hep denir ya ocağı söndü vs... Şimdi elektrik ve lambanın icadından sonra “ışığı söndü” sözü daha uygun hale geldi.

Taraklı da her geçen yıl o tarih kokan güzel evlerimizden dışarı saçılan ışıklar azalıyor.
Taraklıda kalan büyüklerimizi her kaybedişimiz de bir evin ışığı sönüyor. Kim bilir belki hiç ya da bilemedin yılda bir yakılmak üzere sönüyor.

Genç nüfusu Taraklı da tutmak uzun yıllardır mümkün olmamış. 70 li yılların başlarının modası teknoloji harikası kamyonların peşine takılıp “aşaylara inen gençler” var. Bu kuşak artık yaşlandı. Hatta bu arada bir kaç genç kuşak daha başka bir yolunu bulup indi aşaylara.

Açıkçası biraz daha yumuşak geçen kış, biraz daha fazla kölelik yapılacak kapı ve belki çoluk çocuğu gönderecek birkaç daha iyi okul dışında bir halt yok aşağılarda.

Başka ne var daha bencilleşmiş insanlar daha kirli bir toplum daha karmaşık ve zor bir hayat var. Hem iş, güç, ekmek davası hem de biraz daha MEDENİYET denen dişleri dökülmüş bir ucube için aşaylara inmek hala gençlerimizin çoğu için istenen bir şey.

Artık bir şekilde genç nüfusu Taraklı da tutmak için acil girişimlere ihtiyaç var. Turizm yapalım, evleri köyleri onaralım turist gelsin istihdam olur umudundayız. Ama bu iş hem uzun vadeli ve hem de en gelişmiş turistik bölgelere ege kıyılarına, güneye bir bakın gidip. Bölge halkına oradaki turizmin faydası olmuş mu bir araştırmak lazım Taraklıyı bu şekilde pazarlamadan önce…

Hem biraz da düşünmek lazım yoldan geçen turisti, onarım görüp güzelleştirilmiş evine buyur edip mantı, keşkek ikram edip para kazanabilecek, hatta pansiyonculuk yapacak kaç aile var Taraklı’da. Turizm işi hizmet işidir. Taraklımın insanı hizmet etmeyi sevmez. Hem sevse de bu işler olsa da bu genç nüfusu Taraklı da tutmaya yetmez.

Hizmet sektörü bizim mayamıza uygun değil. Biz ancak evimizde gelen misafire hizmet ederiz o da turistik, ve kâr amaçlı olmaz. Sevmediğimiz biri misafir gelirse ona hizmet bile zor gelir.

***

Tüm dünya da tarih boyunca insanların çoğaldığı medeniyetlerin kurulduğu yerlerde birçok şeyin üretimi ve ticareti yapılmış.
Dikkat edersek Turizm ise gerçekte daha az insanın yaşadığı, daha doğal, yerlerde gelişmiş. Ayrıca Turizm fazla geliştiği yeri de kirletip batırmış.

Turizm i geliştirmek Taraklı yı onarmak bu işler için kaynak bulmak, Taraklıyı bu yönüyle tanıtmak çok güzel ve takdir edilecek işler.
Ama yeterli değil. Ne için yeterli değil? Genç nüfusu Taraklı da tutmak için yeterli değil.

Bunlardan sözderken Taraklı insanımızın hizmet edemeyeceğini, yapısına uymayacağını vurgularken biraz sohbeti ilerletelim. Başka ölümcül özelliklerimizde var bizim.
Bizim insanımız öyle ki hiç tamahkâr değildir. Karnı tok mu? Evde soba yanıyor mu?, kahvede de çay içecek 5 -10 kuruş var mı? tamamdır.

Otururuz kahvenin köşe başına, bağ bahçe işinden üstü başı çamur içinde çalışmaktan bitkin düşmüş birini gelirken gördük mü? “eeee ağa, çok iş pozlarındasın. Paraları nereye goyacan bakam.” diyerek dalga geçmeyi bir meziyet sayarız. Çünkü para kazanmak için çalışıyor olmak, bu fani dünya işleri için kendini yormak bizim için bazen bir alay malzemesidir.

Böyle tamahkâr olmamamız, para, mal, mülk için kendimizi hırpalama işini âlay ve eğlence yapmamız şu gelip geçici dünyanın malına fazla düşkün olmayan bir millet olmamız iyi güzel. Hatta bizi,Taraklıyı, Türkleri güzel yapan belki en önemli şey bu.

Ama bizler gibi güzel insanlar çoğalmalı ve hem de kendi yurdunda yerinde çoğalmalı ki aşaylara inip bozulmasın.
Ne yapıp edip bir şeyler üretmeliyiz.
Ne mi?
Bağ yapalım, üzüm yapalım, hem öyle çok yapalım ki elinde yatırım yapacak parası olan market açmak yerine bir sirke, pekmez (hatta bence mahsuru yok) şarap imalathanesi kursun.

Pancar ekelim, enginar ekelim, olmadı mı ekecek şey buluruz.
Toprak var Su var. Peki üzerinde ne var? Kavak. Bu uzun ince ağaçlardan oluşan kader bizim tercihimiz.

Arıcılık yapalım. Çok zor bir iş ama deneyelim.

Hıdırlığın beyaz toprağını inceletip toz yapıp, işleyip yağ rafine eden fabrikalara ağartma tozu olarak satmayı deneyelim. Yada bu beyaz toprağı ahırların, kümeslerin altına serilen malzemeye dönüştürüp öyle satalım. Yakında AB nin ahırlarda şart koştuğu bir malzeme olacaktır.

Gül dikelim, Lavanta, nane, kekik dikelim o kadar çok dikelim ki yatırım yapacak parası olanlar benzinlik açmak yerine o Gül ün Lavanta nın yağını çıkartacak tesis kursun. Biride o esansları satacak yer bulsun.

Hayvan bakalım hayvan sayısı o kadar artsın ki bir mandıra daha lazım olsun, hatta et ürünleri için bir tesis kurulsun.

Daha neler neler yaparız biz saksıları çalıştırsak.

Üretim yapmalıyız.
Tarih boyunca en büyük, en uzun süre varlığını koruyan devletler,
en çok üretim yapan,
ocaklarının ateşini emekleriyle, alın terleriyle besleyen milletlerin kurduğu devletlerdir.

Biz bir yol buluruz. Şu aşağı mahallenin koca çınarının altında bütün beyleri toplayıp bir çay içirmeyi becerelim hele.

Bu yazılanların her birinin karşısında herkesin bir “Ama..!” sı vardır.
Ama falan yok. Çare yok. Ya 10- 20 yıl sonra Taraklıdaki bütün evlerin ışığı, ocağı sönecek onarılmış pırıl pırıl ama geceleri ışığı yanmayan evlerimiz olacak hepimiz “aşağı”larda olacağız . Belki Taraklı koskoca bir dizi film stüdyosu haline gelmiş olacak. Ya da bir yolunu bulup Taraklıya gençlik aşısı yapacağız.Hacı Murat ve Yusuf Bey lerin miras kalmış adlarını mahallelerimiz de yaşatacağız.

Gerçekten bazen memlekete geldiğimizde sebebini anlayamadığım bir şekilde bizi gördüklerinde hoşgeldin demeseler bile ben Taraklı da iyi bir düzen kurabilmiş akranlarıma çok saygı duyuyorum. Hoşgeldin desinler çaylar bizden olsun.

Aşaylarda bir halt yok ne varsa yukarda.

Bir avuç medeniyet denilen dişleri dökülmüş ucube için aşaylara inme yukarda kal. Çalış. Üret. Gerçek medeniyet yukarıya, sana gelsin.

Ey güzel Taraklım; Türkiye mize, ülkemize ne kadar çok benziyorsun.

Allah Türk’ü ve kanla, irfanla kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devletini korusun.

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

ufuk şen
4.11.2010 / 19:06:36
Çok mükemmel tespitler bunlar. Sevgili yazar ve aynı zamanda mahalleden çocukluk arkadaşım Tevfik, benden daha çok Taraklı dışında durduğu için bu gibi durumları o cepheden baktığında iyi görebiliyor. Birde kalemi kuvvetli olunca insanın, böyle güzel yazı çıkıyor işte. Şimdi Bende uzun zamandır Taraklı'nın dışındayım. Ve aynı duygu ve düşünceleri bende taşıyorum. Gerçekten bir hoş geldin desinler ama yine çaylar bizden olsun. Edip yüreğin zeval görmesin
selami küçükçınar
5.11.2010 / 14:47:32
Tevfik,tespitlerin çok doğru.Dağların arkasını göremeyen,güdük görüşlü siyasetçiler insanlarımıza hısımıyla,akrabasıyla yaşadığı köylerinde,kasabalarında iş alanları oluşturmak yerine onları ucuz iş gücü olarak kentlerdeki sermaye sahiplerine kapıkulu olsunlar diye sürdüler.Mesai saatleri dışında gözümüze fazla gözükmesinler diye hertürlü altyapıdan noksan,içinden lağım dereleri geçen,şimdilerde Varoş dedikleri gecekondu mahallelerine tıktılar.Bu insanlarımız ne kentli olabildiler ne köylerinin gelenek ,göreneklerini yaşayabildiler.Hep ezilip,horlandılar.Sosyal bir kirlenmenin içine atılan bu insanların özellikle de ikinci ve üçüncü kuşakları hertürlü suça itildi ve kullanıldılar.Şimdide ihtiyaçları azaldığı için nakliye paranızı verelim köyünüze dönün diyorlar.Cenazelerinizi köyünüze ücretsiz götürelim diyorlar. Ama hala size köylerinizde iş imkanları oluşturalım demiyorlar.Sevgilerimle.
Ahi Naci İşsever
5.11.2010 / 15:59:01
"O aşayların Taraklı'ya mâliyeti", yola yay gibi çıkıp, sağ dönememiş iki kuşaktır. Taraklı'nın ekmek gavgası için ödediği bedeli, ne okka çeker, ne de kantarın topuzu.. Bu konu çok derin ve dipsiz (Gayya) bir kuyuyu andırır. Bıdıklayan hasta olur. Dalan boğulur. Aldırmayın!.. Ahi Naci.
İzzettin KÖMÜRCÜ
5.11.2010 / 17:18:01
Sevgili Tevfik.Yıllardır Taraklı'nın önü tıkanmış.Daha yeni yeni nefes almaya başlıyoruz.Her şeye rağmen Taraklı'nın geleceği parlak.Elbette üretim ...Ama bizim umudumuz bacasız fabrika,yani turizm...Umudumuz var.Hemde çok.En başta termal turizminden çok umutluyuz.Her nekadar aşaylada duran kapısını çaldığımızda "Bana ne Taraklıdan!!!" diyebilen hemşerilerimizin var olduğunu duymak bizi üzsede Taraklımızı bir kaç yıl öncesi ile kıyasladığımızda gerek ekonomik anlamda gerek sporda gerekse kültürel açıdan baktığımızda gelecek adına umutlarımızı fazlasıyla arttırıyor."Dün" ile "Bugün" asla kıyaslanmaz. Taraklının daha güzel günlere ilerlemesi için her türlü kavgayı sürdürmeye devam etmeliyiz.Selam ve saygılarımla.
hayri doğanoğlu
5.11.2010 / 20:31:40
sevgili hemşerim öncelikle merhaba... ben taraklı kütüğüne bağlı,yedi göbekden tataklılıyım ancak istanbul da doğmuş,büyümüş fakat memleketimi terketmiyenlerdenim;nerelisin dediklerinde a.pazarı değil taraklılıyım diyenlerdenim. evet.. medeniyet diyorlar palavra ben taraklı lı gençlere soğuksu dan aşağısı yalan diyorum geyve ye bile gerek duymuyorum.ama bizim gençlerimiz ısrar la aşağı ya iniyorlar sebebi belli iş yok. aslında var hem de çok ancak bir günde olacak işler değil bunlar.Almanyanın 2.dünya savaşından sonra nasıl bu hale geldiğini unutmayalım öncelikle özümüzü kaybetmeyelim,ar-ge kuralım,topraklarımızda ne yetiştirebiliriz,ne pazarlayabiliriz bunu hem türkiye de ,hemde dışarıda araştıralım bu bir süreç ama süreçe başlamassak bir gün tarihi bir müze oluruz.turizme de inanmıyorum bizde o görgü,hoşgörü yok,kazıklama duygusu ile de bir yere varılmaz örnekleri güneyde çok ..dediğiniz gibi önce ar,ge,proje,üretim,pazarlama kimse kendini kandırmasın.kurnaz değil akıllı olalım
Özcan ÖZEN
11.11.2010 / 14:28:52
Değerli dostum Tevfik gözlemlerinin sonundaki tespite katılmamak elde değil.Çok doğru ve güzel bir konuya deyinmişsin.Geçmişten günümüze baktığımızda Taraklıda birisi bir işe kalkıştığında baktı para kazanılıyor herkez ona mehilleniyor nedir Elmacılık,Ayvacılık,Taraklı eriği,Tavşan,Büyük baş küçük baş hayvancılık,Enginar ve sırada ne olur bilinmez ama bu işleri yaparken tamamen ferdi olarak yapıyoruz kooperetifleşme yok herkez kendi ürününü kendisi satıyor kooperetifleşme olsa ürünü değerinden satmak ve elden çıkartmak daha güzel olur ve emeğin karşılığı alınır.Birde son yıllarda Taraklımızın trizim sektörüne adım atma çabaları bunuda güzel bir şekilde başardığımız taktirde zaman geldimi Taraklıda genç kesim dışarı açılmak istemiyecek iş aş imkanı doğacak para kazanacak imkanarı çoğalaşak.Her şey Taraklımız için güzel olur ve güzel günler Taraklıyı beklediğine tüm kalbimle inanıyorum.Tevfik tekrar bu güzel yazın için seni tebrik ediyorum.Kalemine ve yüreğine sağlık.Saygılarımla

YAZARIN SON YAZILARI

Boğa Güreşleri ve Arenalar

Boğa Güreşleri ve Arenalar

Biz matadoru çok cesur ve güçlü bir kahraman zannederdik.
Çatışma stratejisi ile yönetme

Çatışma stratejisi ile yönetme

Aklı ve vicdanı hür olmayan bireylerden oluşan ve kendi hayatlarını yönetmeyi becermeyen toplumlar nasıl yönetilir?
Şeytana Uymak

Şeytana Uymak

Göz yaşlarımızı silip olanları anlamalıyız.
Zafer Bayramı

Zafer Bayramı

Gönüllerde Kocatepe'den Afyon 'a doğru bir sel başlasa ülkenin her yerinden...
SURiye de SÛR mu üflenecek....

SURiye de SÛR mu üflenecek....

Ortada gerçek firavunlar ve bir yığın sahte Musa ve Mehdi dolaşıp durmakta,.....
Hollywood senaryosu

Hollywood senaryosu

Birinci Dünya Savaşı'nda şimdilerde Suriye denen bölgedeki Osmanlı vatandaşlarının malını, mülkünü, ırzını namusunu İngilizlere karşı korumaya çalışan Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal'i İngilizlerle işbirliği yapıp sırtından hançerleyen Suriye'yi de, devletini de, Esad'ı da sevmiyoruz,

Babasını da sevmezdik zaten.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.