Dr. Dursun Bostancı
Sakarya'dan Sesleniyorum
Sağlıkta Ortalığı Ve Kafaları Karıştıran Sorular
Sayın Sezai Matur, bu başlığı atmış.
Peş peşe de iki seri yazı yazmış.
Burada konunun içeriğine değinmeyeceğim ama
Belgelerin doğru olup olmadığı,
Gönderen veya gönderenlerin asıl niyetleri,
Şimdiye kadar neden beklendiği,
Belgeleri gönderenlerin dışında olaylara vakıf olan başkalarının olup olmadığı,
Başka bilen, gören varsa neden seslerinin çıkmadığı,
Bilenlerin beklentileri,
Sağlık camiası dışından kaç kişinin bunları bilip bilemeyeceği,
Yöneticilere, dost! Olarak yakınlıkları
Gibi akıla takılanların da ortaya çıkması gerekmiyor mu?
**
Çalışma hayatım boyunca prensibim şu olmuştur:
Bir işyerinde eğer hiçbir sıkıntı yoksa
Hiçbir problem yaşanmıyorsa
Orada hiçbir şey yapılmıyor demektir.
Eğer bir şeyler yapılıyorsa bazı sıkıntılar da birlikte olacaktır.
**
Yıllardır, sağlık kuruluşları siyasi iktidarların en çok el attıkları yerlerdir.
Hükümet değişir, başhekim değişir.
Hükümet değişir Sağlık müdürü değişir.
Hastane müdürü değişir.
Eskiye dönüp bir bakın ve hatırlayın.
**
O zamanlar hastanelerimiz de ciddi sıkıntıların olduğunu da hatırlayın.
Öğlen doktorlar muayenehaneye gidiyor diye kapılarda fotoğraflanırdı.
Onurlu hekimin itham edilmekten büyük sıkıntı duyduğu bıçak parası,
Bir göz muayenesi olabilmek için neredeyse bir ay sıra beklemek
Bunlar, sanki sıradan hale gelmemiş miydi?
Bir yıl içinde Sakarya’da sağlık hizmeti alamayıp il dışına gidenlerin sayısı otuzbin kişiden fazla değil miydi?
**
Şimdilerde alt yapısı belki yüzde yüz değil ama bir Tıp Fakültemiz var.
Ummadığım şekilde emekleme safhasını çabuk atlattı. Yürümeye bile başladı.
Sağlıkta artık devlet hastanesi konumundan Araştırma Hastanesi konumuna geçilmiştir.
Bu geçişler hep sancılı olmuştur.
Bu geçiş sürelerinde yönetici olanlar hep zorlanmıştır.
Zira sistem henüz tam oturmamıştır.
**
Gelelim Sezai Matur’un yazısına,
Oldukça ciddi, itham edici…
Matur’u yıllardır tanırım.
Kesinlikle çamur at izi kalsın şeklinde meslek icra etmez.
Elinde mutlaka bazı belgeler vardır.
**
Bir işi yaparken hata yapabilirsiniz.
Hatayı fark ederseniz veya birileri size fark ettirirse düzeltirsiniz.
Ama yaptığınız bilerek, planlayarak yapılmışsa,
O zaman hatadan bahsetmek mümkün değildir ve bunu düzeltemezsiniz.
Veya düzeltmekte çok güçlük çekersiniz.
**
Yapılanların, bilerek, planlanarak yapıldıklarına asla inanmak istemem.
Zira tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan şeyleri yok sayarcasına davranmak
Vatanseverlikle, insanlıkla, vicdanla bağdaşmaz.
**
Sağlık camiasının bu zan altından kesinlikle çıkarılması gerekir.
Bu da Sağlıktaki yöneticilerin boynunun borcudur.
Düşüncem;
Sayın Osman Nuri Dilek hocanın ve Sağlık Müdürünün,
Olayı incelemek,
Varsa suçluların bulunması ve cezalandırılmaları,
Yoksa aklanmaları için,
Mutlaka müfettiş talep edip,
Bu olayın Bir veya birkaç müfettişçe incelenmesini sağlamaktır.
**
Müfettiş doğruyu bulabilir mi bilinmez ama,
Haksız bir kazanç,
Haksız bir makam,
Haksız bir itham,
Her ne varsa haksızca yapılmış,
Terazisinin, inanılmayacak kadar hassas ve hakça tarttığı bir yer biliyorum.
Öğrenmek isteyenlere ayrıca şifahi olarak söyleyebilirim.
#
