Salih ..

Geçenlerde Taraklı’da selâsı okundu. “Çakıcı Salih vefat etti! “, diye.
Ahi Naci İŞSEVER Ahi Naci İŞSEVER
Yayın: Güncelleme:

Geçenlerde Taraklı’da selâsı okundu. “Çakıcı Salih vefat etti! “, diye.

Üç seneden beri ne hikmettir Allah bilir; bende izi olanlarla “ölüm döşeklerinde helallaşmak!” , ya işime gelmiyor, ya da nefsimdeki takvimin yaprakları bence, “hızlı” düşüp soluyor.

Kimleri sayayım, yetişemediğim?

Rahmetli Asım’ı mı? Yıllarca Dedeler Yaylası’nın şimşirini, Bursalı çakıcılara, bıçakçılara babamla beraber taşıdılardı. Asım’ın ölümüne yakın ,Ulvî Abi hafiften beni uyandırmıştı:

“Gak bir ziyaretine gidelim, so’ra geç kaldık de-ye yakınırız!” demedi miydi?

Nitekim…Yetişemedik de Musallada helalleştik.

Gene o arada içimizden biri daha rahmetli olduğunda, akrabadan biri:

“Benim bunda hakkım var, musallada hakkımı helal etmeyeceğim” diye tutturmadı mıydı?

Eni konu: “Ben hakkımı helal etmiyorum!” diye bağıracaktı valla.

Taraklı’da çok şey duyuldu da, böylesi duyulmadı. Neyseki halloldu. Açıktan bağırmadan içinden, “hakkını helal etmedi”.

Demeye kalmadı, geçen size uzun uzun anlattığım “Osman:

“Abi ben ölümcülyüm haberiniz olsun “diye, yazılı dilekçe yazmadığı kaldı garibin de, gene aldırış etmeyen biz –ben- değil miydik?.

Hele hele Salih için,

Karacalarlı Ali dikkatimi çektiydi.

“Askerlik tertibin (Çakıcı Salih) motorlu arabasıyla gelir giderdi, görünmez oldu. Bir yoklasan iyi edersin” diye.

Dedimdi ki Ali’ye:

“Dayımın oksiyen tüpünü gönderdik. Bu kışı onunla atlatır.

Dedi ki.

“O gidici, tüp müp para etmez, benden demesi”.

Ali “o gidici “ dediği halde,.. biz gidemedik. Buyurun. O da –dün- kalktı gitti.

Salih 1967 – 1968 yıllarında Van’ın Muradiye Kazası Sabit jandarma Karakolu’nda çakı gibi bir askerdi. Bir de borç harc edindiği bir atı vardı. O yıllarda Muradiye’de atsız jandarma düşünülemeyeceği için Salih de bir at edinmişti edinmeyi de, kendisi atından çok daha sağlıklı -yay gibi- bir delikanlı idi. Bir kez Çaldıran Ovası’nda, bir kez de Bend-i Mahi’de Şeytan Köprüsü’nde karşılaştık.

Hayrola! derdim ona.

“Ne hayırı, mahkum peşine mahkum olduk” diye yakınırdı. Sözün kısası ben Salih’i ne atının üstünde, ne de yakalanmış bir mahkum-un başında görmedim. Bana son tefonunda:

“Hemşerim bana bir –harbi- lazım buluver “dediğini, buluverdiğimi anımsarım. Aksulu İsmail ile beraber tezkerelerini Muradiye’den alacaklardı. Ben onlardan önce ayrıldım. Araya elli yıl girdi. O zamanlar ne Van Gölü’nde ejdarha homurdar ne de Doğuvan Vadisi’nde çiçek solardı. Alikelle Dağı’nda gördüm ben, “kardelen diye” şiirlerden tanıdığım çiçeği.

İki kilo İran kınasını yavuklusuna armağan etmek için,

İran Köyü’ne kadar gidip de, yolda tipiye tutulup “donan” sevdalı askerlerle feleklerin meydan savaşı”, sürüp giderdi.

Daha neler var anlatılası:

Tek numaralı sınır taşlarının bakımı bizden, çift numaralılar İran’dan sorulurdu.

….

Salih öldü ya?

Ne gam?

Ahrette ona, Çaldıran Ovası’nda salındığı iki yıl yeter.

Acıyıp da üstüne binmediği bakımsız atlarına, babasının gönderip gönderemediği harçlıkla aldığı arpaları, cebinden taksitle çıkarıp yedirdiğinin sevabını her kantar çekmez..

Şimdi işin ehline sorsam,

Salih’i mükevvenâta borçlu çıkarırlar. Münkirle Nekir’in suallerine takıldığından bahis açarlar. Üniversite Seçme ve Seçilme sınavı değil ki, ona yardım edesin! Ama azçok eminim. Beni bırakın, Salih için atının şahitliği de yeter kanısındayım. Kendimi de sayacağım ama, benim şehâdetim -belki- makbul sayılmayacaktır. Bir at kadar borçsuz gidebileceğimi sanmıyorum zaten.

Sağlığında -Salih’in- benden bir isteği vardı:

Haritası yalnız onda olan,

“Ve o" - kimseciklerin - bilmediği dağdaki” hazineye ulaşmak için,

arabamı rica eder:

“Beni bir götür tertip, ben ekmeği pay etmesini bilirim, çiğ de yemem” derdi. Haritaların bir iksini gösterdi, uzun uzun izah da etti. Ben duyduklarımı kime anlattıysam bana güldüler. Hazineciler. Hatta kendi kendilerine:

“Bu defineciliğin sonu iyi değil, kendimize dikkat edelim” diye, kırk yıllık arkadaşımız kardeşimiz tertibimiz Salih’e,  “deli ve delirdi teşhisi” koydular. Onun da bu yorumdan haberi olduğu için, çarşıya geldiğinde “tek başına –düşkün- “oturmaya başladıydı. Ne zaman yanına gidersem ,“çaylar ondan!” olurdu. Çok ısrar edersem: “Benim sana bir “harbi” borcum var, hakkını helal et!” dedi durdu. Öyle diye diye de gitti.

Birleşmiş Milletlerde insanlık adına “İnsanlığa sahiplenen nice savcı varsa,” dün giden Salih’in” sık sık ekranlarda görünen insanlardan olmadığını ilgililere “tebliğ etsinler” isterdim. Elim ererse yazacağım.

Ahi Naci İşsever.


#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.