Misafir Kalem.....Av Ruhittin Sönmez

İzzettin KÖMÜRCÜ

.....

İdari olarak Sakarya iline bağlı, Bolu-Sakarya il sınırında, Göynük yakınlarında şirin bir ilçe Taraklı...

Anadolu'da Türk varlığı'nın ilk izlerini taşıyan ve halkının, Türk milletinin tarihten gelen bütün güzel hasletlerini yaşattığı bu tarihi ilçeyi geç keşfetmek bir kayıp.

800 yıllık bir tarihi olan Taraklı, Osmanoğulları Beyliğinin Anadolu'da ilk yerleşim yerlerinden... Taraklı evleri de Safranbolu, Beypazarı, Göynük tarihi evleri gibi çok özel yapılar. İlçe henüz tam olarak tanınmayan, çok az kişi tarafından bilinen bir yer..

Tarihi yapıları, evleri, sokakları, konakları, hanları, hamamları aslına uygun şekilde yeni yeni restore edilmiş ve edilmekte...

Restore edilen konaklardan bazıları (Hanımeli Konağı, Çakırlar Konakları) otel olarak hizmet vermeye başlamış. El değmemiş güzellikleri barındıran bu şirin ilçe değerlerinin farkına varmış. Yaklaşık 300 adet ahşap bina var, 91 tanesi tescilli. Bunlar yavaş yavaş aslına uygun olarak restore edilmeye başlanmış. Belediye yüzlerce yıldan beri özelliğini korumuş arastanın yollarını ve çevresini düzenlemekte.

Toplam sekiz adet kültür ve tabiat varlığına sahip. Çevresi 10,5 metre genişliğinde yaklaşık 500-550 yaşında bir çınar ağacı, 1517 tarihli camisi, hamamı, kale, han ve çeşmesi görülmeye değer. İlçe çepeçevre ormanla kuşatılmış.

Bir minyatür Osmanlı kasabası özelliğini taşıyan Taraklı'yı sanat çevreleri de keşfetmeye başlamış. Burayı bir doğal plato olarak kullanmak isteyen sinemacılar çalışmalar yapmakta imiş. Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman ilçenin tanıtımına sağlayacağı katkıyı iyi gördüğü için bu çalışmalara çok destek oluyor. Ben de Başkanı ziyaret etmek istediğimde, Halkın Kurşunlu Cami dediği Yunuspaşa Camii ve tarihi konakların olduğu küçük meydanda, iyi bir düzenlemeyle yaptığı şirin parka davet etti.

Burada Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatan "Anatolia" isimli sinema filmi projesini gerçekleştirmek için gelen, Tan Prodüksiyon yapım koordinatörü Erdal Akalın ve yapım sorumlusu Ayhan Namoğlu ile görüşürken biz de sohbete dâhil olduk.

Taraklı muhteşem doğal güzellikleri, tarihi değerleri ile tam bir kültür ve turizm beldesi haline gelmeyi hak ediyor. Buna Belediye Başkanı'nın Taraklı'yı tanıtma ve geliştirme konusundaki heyecanını, takdir gören çalışmalarını eklersek ilçenin çok yakında Türkiye'nin tanıdığı bir turizm merkezi olacağı kanaatindeyim.

Bir de şifalı kaplıcalarını değerlendirecek termal tesis projesi var. İlçe merkezine 500 metre mesafede çok yakında yapılmaya başlanacak devre mülkler ve otelden oluşacak termal tesislerin inşaatları bitip, işletmeye açılınca ilçenin çok farklı bir gelişme ivmesi kazanacağı görülüyor.

Taraklı'nın resmi nüfusu 4200 ama fiili olarak nüfusun 3000 civarında olduğu söyleniyor. Çünkü iş imkânları kısıtlı, fakirlik gençleri göçe zorlamakta.

(Taraklı köylerinden gelen ve Mahkemede gelir durumunu beyan eden yaklaşık 70 kişiden üçte birinin, "hiç gelirim yok, sadece 5-10 dönüm tarlamdan ve 5-10 tane hayvanımdan elde ettiklerimle geçiniyorum" dediğine şahit oldum. Geri kalan köylülerin de geliri aylık 250-700 TL arasında idi. 400 TL'nin üstünde geliri olanlar ise emeklilerdi.)

Ancak insanlar hep güler yüzlü, sıhhatliler. Özellikle yaşlılar olduklarından 10-15 yaş daha genç gösteriyor. 80 li yaşlarda olanlar bile sağlıklı ve oldukça dinç görünümlüler. Bunu Taraklı'nın ve yaz aylarını geçirdikleri yaylalarının temiz havasına ve tabii gıdalarla beslenmelerine bağlıyorlar.

Bana göre, bunlara insanların aşırı hırs ve tamah içinde olmamaları, sakin tabiatlı ve uyumlu yapıda olmalarının da ilave edilmesi lazım. Sakin, dingin, stresten uzak bir hayat... Uzun ve sağlıklı yaşamanın en önemli sebeplerinden biri olsa gerek.

Bölge insanı devlete bağlı, dürüst vatandaşlar. Bölge, suç oranlarının en düşük olduğu yörelerimizin başında gelmekte. Taraklılılar, son derece misafirperver ve hoş sohbet insanlar. Tanıştığımız çok kişiden yemek ve akşam yatıya kalmak için davet aldım. Köy Muhtarlarından, bahar aylarında yaylada hemen her hafta bir köyün yapmakta olduğu pilav şenliklerine davetler aldım. Bu şenlikler Osmanlı geleneklerinin devamı niteliğinde imiş.

İzmit'e sadece 100 kilometre mesafede olan bu güzel ilçemizi görmeyi ve çevresini gezmeyi herkese tavsiye ediyorum.