Mustafa Özbilge Mustafa Özbilge Dıngılım

Ulu Orta

...
Yayın: Güncelleme:

Bildiğin yollarda kaybolmalısın,

Bilmediğin yerlerde değil.

Tekrârı belleten işâretlerin mahbesinden

Kararsız adımlarla sıyrılıp

Gökyüzünün yorgunluğuna tâlip,

Çırpınan bir kanadın izinde,

O yolun, bir bahar gibi üzerinde,

Ulu Orta, açılmalısın.


#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Ebubekr
9.05.2017 / 20:54:06
Şiirde birbirine zıt birbirinin aksi gibi görünen iki durum var. Ancak birlikte olduklarında daha sağlıklı sonuçlar veren bir ikilik bu. Bu ikiliğin ne olduğunu "ulu orta" ve "kararsız" kelimeleri veriyor. Ayrıca "bildiğin yollar" ve "kaybolmak" kelimeleri bu yorumu destekliyor. Şair "ulu orta" diyerek düşünüp tartmadan, çekinmeden iş yapmaktan bahsederken, kendini "kararsız adımlar" ile dizginliyor.
Ebubekr
9.05.2017 / 20:58:31
Bu aslında büyük bir özveriyle söylersek hakikatin peşinden koşan onu bırakmayanların tavrıdır. Bu tavıra sahip olan biri "Nasıl yola çıkacağım?" diye sorduğunda şiirin içinden bu suale cevaplar seçebiliriz. Şiir burada da ikiye ayrılıyor; ilk iki mısra ve diğer altı mısra olmak üzere. Birincisi "nereden, nerede sorularını cevaplarken, ikincisi "nasıl" sorusunu cevaplamakta. Bu noktada şairin düşüncesine , niyetine ancak varabiliyoruz. Bu düşünceye, niyete katılırız veya katılmayız. Tavır olarak doğru bir yol izleyen şair kendince bulduğu düşünce yolunu şiirinde işlemiştir. Mesela "Bildiğin yollarda kaybolmalısın, bilmediğin yerlerde değil" diyerek.
Ebubekr
9.05.2017 / 21:01:44
Bu bir şeye inanmış insanın yürüyüşüne benziyor. Yol bellidir ancak "belli" olan bu yolda kaybolmak hakkı mahfuzdur. Bilinmeyen yerler inancın etki alanı dışındadır. Belki günahtır belki gereksizdir. İlk iki mısraya mutabık isek şiire devam edebiliriz. Şair ilk olarak "Bildiğimiz yollarda kaybolmalıyız" demişti. Kaybolan biri için bütün yollar gidilebilir ise bu bütün yollar aynı zamanda bilinen de yollardır. Bu şundan gereklidir. Çünkü bir zaman sonra gidilen yol etrafına çitler örer halbuki bu insana zıt bir şeydir. Bu her biri ayrı gören her biri ayrı duyan ve hisseden insan teki için sınırlayıcı, boğucu ve nefes tıkayıcı bir şeydir. Bir zaman sonra tekrar eden bir hapishane manivelasındaymışız gibi oluruz.
Ebubekr
9.05.2017 / 21:06:59
Yukarıda bahsedileni tecrübeler örmüş olabilir belki bir kısmı gelenektir. "Kararsız adımlarla sıyrılıp" yola çıkacağımız ve zaten "bilinen yollarda kaybolacağımız" için buna güven dolu bir heyecanı/sergüzeşti içinde barındıran bir durum nazarı ile bakabiliriz. Ve şiirin sonuna geldiğimizde "ulu orta" kelimesi ile karşılaşırız. Dikkat edildiyse başlık da aynı idi. Bakın!!! Bildiğimiz yolda kaybolmuşuz zaten. Tam kaybolduk derken başladığımız noktaya/başlığımıza geldik. Belki şöyle de söyleyebiliriz:"O'ndan geldik O'na döndük."
Faruk Serkan Yılmaz
10.05.2017 / 16:10:59
"Ulu orta açılıp" daha da açarsak konuyu: şiirde "Bildiğin yollarda kayb/olmalısın" denen kertede, hakikatte GAYB yolcusu olan insanın, bildiğini sandığı, ama yabancısı olduğu "yeryüzün"de gerçek mânâda kayb/olamayacağı (Gayb bilgisine ulaşamayacağı) vurgulanmakta sanki.(Sanki dememdeki maksat, kararsız adımların ritmini bozmamaktır) Zira gök sofrasının keşfi, "çıpınan bir kanadın" çılgın çoşkusu ile mümkünse de o sofraya hâd gereği koşar adım değil, kararsız adımlarla/ağırbaşlılıkla çıkılabilir. Âdem ve eşinin, cennetteki gök sofrasına, yer sofrasına saldırır gibi yaklaşmaları ve böylece bilmedikleri dünyaya savrulmaları (Âlem-i gayb'dan, âlemi şahadete geçmelerine rağmen birbirlerini yitirmeleri, kayb-etmeleri değil) hatırlanabilir. Yer sofrasına çalakaşık saldıran insan, bilmediği bir dünyanın mahkumu eder kendini. Bu sebeple bildiği,tanıdığı cennetin yolcusu olmalı, kaybolacaksa da o bildik yollarda kayb-olmalı.Fakat yerin ve göğün veznini bozmadan! Bir bahar gibi "nazlı" ama "ulu orta"
Ahi.
13.05.2017 / 06:35:08
Güzel sanatlara zaafı olan Taraklılı aydınları, iki imza ile "tek kişiye" bağlamak, size itimat edenleri istismar etmezseniz daha dürüst olursunuz. Okuyucuyu "yetersiz" bir adreste görüp, "kendiniz çalıp kendiniz oynamayın lütfen. "Felek kindârdır. Yarın sizi de aynı tezgahta mağdur edip kocatır. Ahi Naci.

YAZARIN SON YAZILARI

Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Hâlimiz Haddimiz mi? (45)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında.
Bahar Oyunu

Bahar Oyunu

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Bayram Efkârı (44)

Bayram Efkârı (44)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Çârgâh

Çârgâh

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Köpekleri Tanımak, Adâveti Anlamak (43)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Silinen Tablomuz ve Hasan Karaman

Silinen Tablomuz ve Hasan Karaman

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.