Tacettin Özkaraman Projeleri Tacettin Özkaraman Projeleri
İbrahim Pilavcı: Yaptıklarımız ve Yapacaklarımız İbrahim Pilavcı: Yaptıklarımız ve Yapacaklarımız
Ruhi Avdan: Yaşanabilir Bir Taraklı İçin Birlikte Çalışacağız Ruhi Avdan: Yaşanabilir Bir Taraklı İçin Birlikte Çalışacağız
Servet YILDIRIM Servet YILDIRIM Düşüncelerim

Demokrasi

Ülkemizde demokratikleşme adı altında yargının siyasallaştırılması, basının susturulması ve yandaşlaştırılması yönünde endişe verici gelişmelerin olduğunu görmekteyiz
Yayın: Güncelleme:

Demokrasiyi kısaca “Devletin yönetim politikalarının belirlenmesinde tüm bireylerin eşit haklara sahip oldukları yönetim biçimi” şeklinde tanımlayabiliriz. Yönetenlerin yönetilenler tarafından seçildiği bu sistemde oylama sonunda çoğunluğu oluşturarak yönetme hakkını elde edenler azınlıkta kalanların haklarına saygılı olmalıdır. Yönetenler yönetim politikalarını anayasada gösterilen ilkelere uygun olarak belirlemek zorundadırlar. Demokratik düzende devlet, bireyin haklarını ve özgürlüğünü toplumun diğer bireylerinin hak ve özgürlüklerini dikkate alarak belirler. Kişisel haklar devlete karşı Anayasa ile teminat altındadır. Demokrasilerde bireylerin eşitliği esas alınmıştır. Yönetim politikalarının belirlenmesinde bireylerin doğuştan getirdikleri veya sonradan sağladıkları ayrıcalıkları olamaz. Demokrasiler ırk, din veya mezhebe dayalı ayrıcalıklara yer vermezler, vermemelidirler. Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ve gücünü Türk Milletinden alan irade Devleti oluştururken yukarıdaki satırlarda ifade edilen umdelere sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Demokrasinin tam işlerlik kazanabilmesi için devletin yönetim politikalarının belirlenmesinde oyları ile söz sahibi olan bireylerin özgür irade sahibi olmaları gerekir. Özgürlüğü kısaca “Bireyin herhangi bir kısıtlama ve zorlama ile karşılaşmadan düşünebilmesi veya davranabilmesi” şeklinde tanımlayabiliriz. Acaba Cumhuriyet bireyleri özgür düşünen birer birey haline getirebildi mi? Din, töre, gelenek gibi bireyi çevreleyip, etkileyen faktörler bireyin özgür iradesini belirlemesinde hangi ölçüde rol oynamaktadır? Tarikatçılık ve cemaatçilik, Güneydoğu’da ki aşiret ve ağalık düzeni kişinin özgür iradesinin oluşmasını hangi ölçüde etkilemektedir? Bireylerin dini inançlarını istismar ederek iktidar olmayı düşünen politikacılar, bireylerin özgür iradelerinin oluşmasını hangi ölçüde engellemekteler? Bireylerin özgür iradelerinin çeşitli sebeplerle tam oluşmaması gibi sakıncalarına rağmen “DEMOKRASİ” bu günün dünyasında en iyi yönetim biçimi olarak kabul edilmektedir. Bu kabul nedeni ile bazı devletler ve politikacılar bu kavramı kendi çıkarlarına alet olarak kullanmaktalar. Meselâ Amerika Irak’ı işgal ederken gerekçelerinden biri kitle imha silahlarının varlığı iken, diğeri de bu ülkeye demokrasi getirmek idi. Bu bahanelerle işgal edilen Irak’ta Saddam iktidarı devrilerek yerine demokrasi! getirildi. 1.5 milyon Iraklının hayatını söndüren, kan, zulüm, gözyaşı getiren, namus ve iffetlerin Amerikan postalları altında çiğnendiği bir demokrasi! Bu noktada Peygamberimizin bir hadisini hatırlatmak istiyorum. ''içinizden her kim çirkin bir davranış veya hoş olmayan bir şey gördüğünde onu eliyle değiştirsin. Bunu eliyle değiştirmeye gücü yoksa diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmiyorsa gönlünde o şeye veya harekete buğuz etsin (tepkisini canlı tutsun)...'' Türkiye’yi idare edenler böyle mi yaptılar? Hayır! Emperyalistler ile eş başkanlık yaptılar. Emperyalistlerin yaptıklarını görmezden geldiler. Irak’ta ve Afganistan’da Müslümanlar katledilirken, Telafer’de onbinlerce Türkmen yok edilirken ABD’yi kınamayı düşünmeyenler şimdi “van minut” gibi gösterilerle, yaratılan suni elçilik krizi ile Türk milletinin özgür iradesini etkilemeye çalışıyorlar. Bizim sesimizi duymayanlar, bizim sesimize kulak vermeyenler belki Irak’ın işgalinde anne ve babasını kaybeden, bombardımandan bacakları kopan Irak’lı bir çocuğun işgal ordusu komutanı Tommy Frank'sa yazdıklarını duymazdan gelemezler. “Ben Basralı Ömer. Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks- Önce demokrasi yağdı göklerimizden- Sonra özgürlük geçti üstümüzden- Palet, palet-Ve insan hakları Namlularından -Saniyede bilmem kaç adet- Demokrasi bizim eve de isabet etti- Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın- Tam on sekiz adet insan hakları saymışlar- Vücudunda babamın- Annem yoktu zaten- Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş. Ambargo falan dediler ya anlamadım- Çocukluk aklı işte Oluşmadan sökülmüş- Siz de barış böyle midir Mr. Franks?- İnsan hakları çocukları yetim -Ve ayaksız bırakır mı orada da? -Düşer mi ayın kan gölüne aksi- Güpegündüz düşer mi Pazar yerine demokrasi? - Zenginlik İnsanları korkudan uykusuz bırakır -Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orada da? -Babamla mırıldandığım son dua dilimde -Ayaklarım hastanede- Ve giymeye Kıyamadığım pabuçlar- Kaldı elimde - Çocukların var mı Mr. Franks? -Al, oğluna götür onları bari işe yarasın -Kim bilir belki baktıkça -Bazen beni hatırlasın- Bu nasıl demokrasi Mr. Franks?-Düştüğü Yeri yaktı -Merhamet hür Dünyaya -Bu kadar mı IRAK'tı” Bu şiir Mr. FRANKS'a diye başlıyor. Bu başlığı Eşbaşkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan olarak değiştirebiliriz. Niyetlerini gizlemek isteyen art niyetliler; demokrasi, demokratik haklar, demokratik özgürlükler gibi kavramların arkasına sığınmaktalar. Bölücü örgüt PKK ve meclisteki uzantıları sürekli demokratik hak ve özgürlüklerden bahsetmekteler. Türkiye’de bütün yurttaşlar birey hak ve özgürlükleri açısından eşittir. Türkiye’nin demokratik yapısı ırk, din veya mezhebe dayalı ayrıcalıklara yer vermez. Emperyalistlerin oyuncağı olarak eline silah alıp dağa çıkıp sözde demokratik hak arayanlara soruyorum. Hukuk ve devlet önünde diğer bireylerden ne farkınız var? İktidarda bulunduğu 7 sene içinde Güneydoğu’ya ekonomik açıdan hiçbir şey götürmeyen Hükümet şimdi Amerikalıların isteği üzerine gündeme getirdikleri bir açılım paketi ile etnik bir sınıfa ayrıcalıklar getirerek ülkemizin üniter yapısını bozmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliğinin istediği uyum yasaları adı altında Türkiye’yi federasyona götürecek adımlar zaten atılmıştı. Hâlâ içeriğini halktan gizledikleri bu açılım paketi ile son adım atılmak istenmektedir. Demokrasilerde kuvvetler ayrımı prensibi vardır. “Yasama, yürütme, yargı” olarak ifade edilen bu üç kuvvete bir de 4. Kuvvet olarak BASIN’ı ekleyebiliriz. Bu güçlerin birbiri ile uyumu demokrasin işlerliğini belirleyen ana unsurlardan biridir. Yürütmeyi elinde bulunduran hükümet sayı üstünlüğü nedeniyle yasama(Meclis) gücünü de elinde bulundurur. Bu yüzden yargı ve basının bağımsızlığı demokrasinin işlerliği açısından çok önemlidir. Hükümetin yürütme ve yasamadaki etkin gücünün dengelemesi için yargı ve basın tam bağımsız olmalıdır. Ülkemizde demokratikleşme adı altında yargının siyasallaştırılması, basının susturulması ve yandaşlaştırılması yönünde endişe verici gelişmelerin olduğunu görmekteyiz. Anayasa Mahkemesine ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yapılacak atamaların TBMM tarafından yapılmasını sağlayacak hukuki değişiklik hazırlıkları, hâkim ve savcıların yoğun olarak telekulak vasıtası ile dinlenmesi, yüksek yargı organlarının dinlendiğinin ortaya çıkması endişelerimizi oluşturan gerekçelerdir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) vasıtası ile satışı yapılan gazete ve televizyonlar her nasılsa! yandaşlar eline geçti. Kalanların büyük bir kısmı mali araştırmalarla korkutularak susturuldular. Basın üzerinde oluşturulan bu korku bulutları kamuoyunun özgür iradesinin oluşumunu engelleyecek önemli bir faktördür. Gerçek demokrasiye geçebilmek için Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek partilerdeki lider sultasına son verilmelidir. Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalı ve yargı bağımsızlığı güvence altına alınmalıdır. Terörün devam ettiği bir ülkede gerçek demokrasi oluşturulamaz. Bu yüzden askeri tedbirlerin yanı sıra ekonomik tedbirler de alınarak ayrılıkçı terörün sonu getirilmelidir. Ayrılıkçı terörün sona erdirilmesi için bu terörü besleyen ABD’nin izni beklenmemelidir. Türkiye kendi işini kendi görebilecek bilgi, beceri ve devlet tecrübesine sahip güçlü bir ülkedir. Bir millet kendi güvenliğini başka bir devletin iznine bağlı olarak düzenleyemez.

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

tacettin farkatan
19.01.2010 / 15:46:11
Size milli şef dönemini hatırlatırım.
Ali ASİLHAN
27.01.2010 / 09:27:42
AKP İKTİDARLARIN DA DEMOKRASI AKP NİN YAPTIKLARI VE SÖYLEDİKLERİDİR.AKSİ TÜM DAVRANIŞLAR OTOKRASİDİR.ADAMLAR 90 YILDIR YAPILANLARI YOK SAYIYOR.CUMHURİYETİN VERDİĞİ ÖZGÜRLÜKLE İKTİDAR OLUP, KAZANIMLARI İLE KÜRESEL SERMAYEYİ VE YANDAŞLARI ZENGİN EDİYOR HALA NANKÖRLÜK EDİP MAĞDURLARI OYNUYORLAR.BURNUNUN DİPİNİ GÖREMEYEN EMPERYAL TARİHİN DEVŞİRMELERİ SIKIŞTIKLARI VAKIT 60-70 SENE ÖNCESİNDEN ÖRNEK VERİYORLAR.AKP LİBEYLER! ANADOLUYU HEM EMPERYAL GÜÇLERDEN,HEM SAİT MOLLA,NEMRUT MUSTAFA VE DERVİŞ MEHMET,ŞEYH SAİT GİBİ İŞBİRLİKCİLERDEN KURTARILIP BİR DEVLET OLDU.O DEVLETİN BİR KORUNMA REFLEKSİ OLACAKTI ELBET.SİZ 1929-30 DÜNYA EKONOMİK KRİZİNİ,1940-45 DÖNEMİNDE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA NASIL KIYASIYA HAZIRLANDIĞINI BU DÖNEM DE SIRA DIŞI TEDBİRLERİN ALINMASI GEREKTİĞİNİ BİLİYOMUSUNUZ! ETİBANK,SÜMERBANK,PAŞABAHCE,DEMİRCELİK FAB.O DÖNEMDE KURULDUĞUNU VE KALKINMANIN %14 LERDE OLDUĞUNU ,BUNLARI SATARAK ÇAKA SATILDIĞINI BİLİYORMUSUNUZ"BİLMİYORSUNUZ ÇÜNKÜ SİZ NANKÖR MIRAS YEDİSİNİZ FARK INIZ BU!SAYGILAR
ufuk şen
27.01.2010 / 12:47:22
Bizlerde nankörlük etmeyip, yapılan hizmetler için bir şükran borçlu olduğumuzu bilelim. Şirke götüren yazılarda suskunluğunu bozmayan Ali Asilhan, nedense AKP alyehtarı yazılarda hemen karşımıza çıkıveriyor. Elbette o şirke götüren diğer yazılara kulak vermez, çünkü onun için AKP'yi karalama politikası ve karalamaya destek çıkmak daha önemlidir. Sıra dışı tedbirlerden bahsetmiş Asilhan, o dönemlerde halk parti hükümeti var ya! bizler hemen o dönemi hatırlatmayalım diye kılıfına uydurmuş, o döneme bir mağduriyet rolü yüklemiş. Bu ülkede AKP hükümeti zamanında yapılan pozitif anlamda o kadar ilk var ki; sizin eleştirileriniz particiliğin daniskası. Hadi benim de mailime tehdit mesajı atında görelim
Nuh Yüksel
7.02.2010 / 21:12:28
Bundan sadece 8 10 sene evvel "Demokrasi bizim için araçtır. Demokrasi bizim için asla amaç olamaz." diyenlerin iktidarında hangi demokrasiden söz edebilirizki. Refah partisi döneminde Avrupa birliğine en çok karşı olan beylerimiz şimdi toplumun en tepesindeler ve yaptıkları her işte ya demokratikleşmeden yahut Avrupa birliği uyum yasalarından dem vuruyorlar. Uygulamalar ortada. Bu uygulamaları değil Milli görüş gömleğini çıkartmak lafızını fanilalarınıda çıkarsalar o bile demokrasi ile açıklayamaz. Demokrasi demokratikleşme eğer amaç değil araç ise neyin aracı olabilir? Bu soruyu düşünmek lazım. Bu demokrasi amaç değil araçtır konusu ile ilgili video lar , AB ye şiddetle karşı olan konuşmalar, internet ortamında mevcuttur. Bulamayanlara izin verilirse buradan link verebilirim.
Ali ASİLHAN
10.02.2010 / 10:21:42
Sayın yorumculardan bazıları,AKP'yi kabe yapmış,kimisi Tayyibi "bizim ikinci Peygamberimiz" diyor ,kimisi "Tayyipi üzmek Allah'ı üzmek" diyor.Allah hepsine izan versin!Asla söz söyletmiyorlar,AKP' ne söylersen yalan ve iftira,en ufak bir tenkide tahammülleri yok,AKP li ne söylerse,ne yaparsa doğru yani tam bir Narsistler Topluluğu,Ya hu kendinize gelin Şirk falan laflarını kulaktan dolma bilgilerle nasıl söylüyorsunuz! sahanıza giriyorum ama lütfen müsade edin ve dinleyin! Rasulullah (s.a.v.): “Herhangi bir kimse, din kardeşine “Ey kâfir!” derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner.” buyurdular. (Müslim 1/319) “İman, kalbin kabulü ve dilin ikrarıyla sabit olduğu gibi, küfür de kalbin reddi ve dilin bunu ifade etmesiyle tahakkuk eder.”“Bir kişinin küfrüne doksan dokuz delil bulunsa, imanına ise bir tek delil olsa, müftü bu tek delile göre hükmeder.” İşte böyle şen efendiler
Mehmet Akyol
11.02.2010 / 10:02:06
Yazıyı okudum.yorumcuların yorumları kavgaya tırnak kaşıyan yazının amacına ulaştığını gösteriyor.Ali Asilhan herzamanki hırçın ve kavgacı söylemiyle yangına elinde körük gidiyor.bir partiye düşmanlığı dengesini bozar gibi saldırgan yapıyor onu neyi kabul ettirebilir bu haliyle tahrikten başka işe yaramayan hakaretlerinin sonuna "saygılar"yazması ancak alaydır.Sayın Yıldırımın yazısındaki birçok hakikatı hiçbir izan sahibi inkar edemez.ABD zaliminin kuzuyu yeme bahaneleri her zaman oldu.elindeki zulüm gücü bulunduğu sürece de yıkılışına kadar olacaktır.Sn.Yıldırıma katılmamak mümkün değil ama şu noktalardaki düşünceleri,asilhan gibi bir düşmanlığı ifade ediyor tarafsızlıktan ziyade.İktidar olduğu halde kapatılma davası açılan hükümet yargıyı siyasallaştırma gücünü nasıl bulabilir"Özgürlük"tarifindeki hali kişi din adına yaşamak isterse siyasallaştırılmıyor mu.bugünkü rejim,sistem dahilinde hangi parti hükümette farklı davranabilecektir,kimlikli bir-van minüt-olayınıda istismar pes yani
ufuk şen
11.02.2010 / 20:21:43
Bazı insanların karakterleri isimleriyle veya soy isimleriyle özdeşleşir. Sayın ASİLHAN'ın soy ismi gibi asil olduğunu düşünüyorum. Hepimiz farklı düşünebiliriz bundan doğalı yok. Ben demokrasiden yana bir insanım. Bana veya başkasına şu aşağıda attığınız yorumlarda hiç hoş olmayan ifadeler var. Fikirlerimizi tarışırken lütfen biraz daha dikkatli olalım.

YAZARIN SON YAZILARI

Anayasa Ve Ekonomi

Anayasa Ve Ekonomi

Asıl amaçları yargı denetiminden kaçmaktır. Bunların dışında Anayasa değişiklikleri ile esas yapılmak istenilen husus Türk Devletinin üniter yapısını bozarak ABD’nin arzuları istikametinde devletimizi federatif bir yapıya sokmaktır
Çarşafa Dolananlar Ve Çarşaflayanlar

Çarşafa Dolananlar Ve Çarşaflayanlar

Cumhuriyet döneminde kıt imkânlar ile oluşturulan Kamu İktisadi Teşebbüslerinin büyük çoğunluğu yabancilara satıldılar. Stratejik önemlerine bakılmaksızın haraç mezat satılan bu ekonomik değerlerin satışından elde edilen paralar vatandaşlarımıza istihdam yaratacak yatırımlara sokulmadı.
Sözde İslâmcılar

Sözde İslâmcılar

İstiklâl Harbi sırasında haçlı uzantıları ile mücadele eden Kuva-i Millicileri dinsizlikle suçlayıp düşmanla işbirliği yapanlar da sözüm ona İslâm adına hareket ediyorlardı!
Yetim Hakkı

Yetim Hakkı

Halkımızın dinine olan samimi bağlılığını bilen bazı politikacılar konuşurken İslâmi terminolojiye ait sözcük ve cümleleri kullanmayı tercih ediyorlar. Kalbe ve gönle yerleşmesi gereken İslâmiyet’i dillerine yerleştiren bu politikacılar muhalefette “Hazreti Ömer’in adaleti” ifadesini dillerinden düşürmezken, iktidar olduklarında maddi ve siyasi hırslarının esiri olarak iktidar imkânlarını olabildiğince istismar etmekteler
Yeni Bir Seymen Alayı

Yeni Bir Seymen Alayı

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi olan milli devlet yapısının çökertilmesi için Türkiye’nin etnik yapısı sürekli kaşınmış ve Türkiye’nin çok etnikli bir nüfus yapısında, mozaik bir ülke olduğu tezi devamlı gündeme getirilerek Türkiyelilik kavramı ortaya atılmıştır.
Devlet Adamı Olabilmek

Devlet Adamı Olabilmek

Devlete isyan edip, Türk Askerine kurşun sıkanlara Kerbela muamelesi yapılmış. Bunu söyleyen kim? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Demek ki politikacı olmakla devlet adamı olunmuyor.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.