
Konforlu Kurban

Hatırlarım çocukluğumu... Neredeyse her evin yanında, bayram namazından sonra bir kurban telaşı. Oklava, hortum ve pompa üçlüsünü bir arada görmek şimdi bir çok kişiye anlamsız gelecektir eminim ki. Çocuklar bile işin bir tarafından tutarlar; şimdiki gibi yok öyle travma modaları. Bu hayatın bizzat kendisi gibi. Çok direnmeden gelen kurbanlığın çukur başına kolayca yatma hikayeleri, kahvaltıda ilk kavurmalar, komşulara ikramlar, paylar...
Şöyle bir açıklama ekleyeyim araya. Bir tür ön yazı gibi. Buradan sonra okuyacaklarınızı benim dilimden anlamanız için ki, yanlışa da yol açmamak gerekli. Konuşurken dediğinin kulağın duyması kadar, yazarken de gözlerin okuması önemlidir. Bundan dolayı kullandığım sözcüklere de dikkat ederim. Olabildiğince Öz-Türkçe sözcükler kullanmayı yeğlesem de okuru da düşünmek ve düşündürmek önemlidir.
Şimdi devam edelim isterseniz. Benim çocukluğumun üzerinden yüzyıllar geçmedi. Sadece bir çeyrek bile değil. Artık uğraşmayı sevmiyoruz. Neredeyse otomatik olarak kesiliyor kurbanlıklar. Çoğu paketlenmiş biçimde ulaşıyor elimize. Dahası, onlarla bile uğraşmaktan kaçıyoruz ki, yurtiçi ve yurtdışı bağışlarla başımızdan savıyoruz. Haklıyız da... Daha ucuza geliyor kurban mevsimi dışında kasaptaki et. Konforu seviyoruz, kurbanlarımız da bayramlarımız da konforlu. Yakında yapay zeka çözecek işimizi gibi.
"Konfor" dediğimiz sözcük de ilginç bir sözcük. Etimolojik; yani sözcüğün toplum, tarih ve kültürel gelişiminde kazandığı anlam çok değişmiş. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş. Siz deyin İngilizce'den geçmiş. Bu dillere de Latince'den geçmiş. "Confortare" yani "Com" (Birlikte) + "Fortis" (Güçlü). Yani birlikte güçlendirme. Üzerinde düşünmek gerekmez mi?
Konforlu Kurban'lardan Konforlu Kurbanlar'a dönme vakti gelmemiş mi?
#konforlu-kurban #kurban-bayrami #gelenek #modernlesme #etimoloji #kurban-kesimi #bayram-kulturu