Namaz ve Niyaz
Bu Konuda Uzman Değilim, Sadece düşündüklerimi Sizlerle paylaşmak istiyorum.
Namaz ibadeti sadece yatıp kalkmaktan ibaret olmayan, bedensel faydalarının yanında zihinsel faydalarının da olacağı bir ibadettir. Bedenen ve zihnen güçlenen insan yeryüzündeki olumsuzlukların karşısında sessiz ve ilgisiz kalamaz. Eğer bir Müslüman kendi işinden başka bir şeyle ilgilenmiyorsa, ondan da bir şey olmaz. Şimdi ben sizlere, beni bu düşünceye iten sebepleri, kısa ve öz olarak açıklamak istiyorum.
Değerli Okuyucularım...
Camilerimizde namaz kılan, ibadet eden Müslüman kardeşlerimizin, abdest alışından, camiye gelişi ve camide yerini alışı, çıkışı ve dağılışı hakkında kısaca açıklama yapmak istiyorum. Abdest alan bir amcaya sorarsanız eğer, size vereceği cevap “silahlanıyorum” der. Fakat kuru sıkı mı atar, yoksa hakiki mi, ben orasını bilemem. Ancak abdestini alan binlerce kişi başlarında hiçbir komutan ve yönetici olmadan, belirli bir disiplin içersinde birbirini kırmadan saygı, sevgi ve nezaket çerçevesi içinde camiye girer, boş gördüğü dilediği bir yere oturabilir. Resmigeçit falan olmayacağı için, orada hiçbir Müslüman yer ve makam kavgası yapmaz. Protokol falanda yoktur. Namazını kılar ve aynı disiplin içinde oradan ayrılır.
Buraya kadar güzel. Şimdi benim bu konu üzerine bazı söyleyeceklerim var. Önce Merhum Mehmet Akif Ersoy’dan bir dörtlükle başlayalım. Bakın ne diyor O’ büyük insan:
Neden uhuvviyetiniz böyle münhasır “Namaza”,
Çıkınca herkes niye boğaz boğaza,
Yıkılsa arşı hilafet tıkılsa kabre vatan,
Vazifesinde değil çünkü hepsi Allahtan (!)
Ne hükmü var ki, esasen şu yalancı dünyanın,
Ölünce yan gelecek cennetinde Mevla’nın,
Fena kuruntu değil, sorulacak olursa bana,
Cehennem kabul ederse, ne mutlu amca sana…
Durumu böyle dile getirmiş asrın şairi Rahmetli Mehmet Akif Ersoy…
Buradan da anlaşılacağı üzere, namaz insanı kendine getiriyorsa namazdır. Eğer kendinden geçiriyorsa namaz değildir. Sadece bedensel bir faaliyettir. Onun verdği gücü kişi nerede kullanacağını pek bilemez. Çünkü akıldan ruha yansımayan hiç bir ibadet Allah indinde değer taşımaz.
Değerli dostlar, şimdi gelelim sadede, Namaz kılmak sadece yatıp kalmak değil tabiî ki. En büyük zikir ve en büyük şükür namazdır diyor Allah dostları. Ben burada hudu ve huşu içinde kılınan namazdan söz ediyorum. Hudu olmayanda huşu olmaz. Yani kişi kendini kötülüklerden arındırmadan, iç disiplini oluşmamış insanların namaz kılmasının Allah indinde bir kıymeti yoktur. “vay o namaz kılanların haline” (feveylüllil musallinellezinehum ansalatihim sâhûn)” ayeti üzerinde de düşünmemiz gerekmektedir.
Namaz Allah’a yönelmek, dünyada olup bitenlere karşı duyarlı olmak, sorunlu değil sorumlu bir Müslüman olabilmektir. Bunları başarabilenler hem dünyada, hem de ahirette saadete ererler.
Benim asıl söylemek istediğim ise, camide aynı yöne yönelen Müslümanların cami dışında farklı yönlere yönelmesidir. Camide gösterilen duruş, omuz omuza veriliş, eğer dışarıda da gösterilirse, yeryüzünde fitne ve fesat kalmaz. Dışarıda olması gereken ise, bir yanlış zuhur ettiğinde, bütün bedenler o yöne yönelir ve ciddi bir bakış sergilenir ve o yanlış orada son bulur. Oluşacak her olumsuzluk o gücü ve tavrı düşünmek durumunda kalır. Aynı zamanda doğru yapılan işe de aynı şekilde destek verilirse o işte kısa zamanda tamamlanır. Demek ki, böyle bir durumda hayır işleri çabuk yol alırken, şer işleri nede engel olunmuş olur. Buda toplumda yaşayan insanların huzur ve güvenini sağlar.
Hayvanlar âlemini hepiniz izlersinizdir. Düşmanlarına karşı birlik oldukları zaman zafer onların oluyor. Ne zaman ayrıldılar, bölündüler o zaman da tek tek avlanıyorlar ve yem oluyorlar. Bunlardan ibret almamız ve ona göre de bir tavır takınmamız hepimizin geleceği için çok önem arz eder.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, dünyamızı imar etmek istiyorsak, camideki duruşumuzu her yerde sergilemek zorundayız. Ahiretimizi kazanmak istiyorsak yine aynı duruşu sergilememiz lazım. Her ikisini de kaybetmek ise nemelazımcılık ve bana ne, sana ne, beni ısırmıyorsa binyıl yaşasın vs. gibi sözlerin insanlığı nasıl perişan edeceği akıllardan çıkarılmamalıdır.
“ Bir topluluk kendini değiştirmedikçe, Allah o toplumu değiştirmez” (ayet-ti krimr)
“Layık olduğunuz şekilde yönetilirsimiz” (hadis-i şerif)
“Kadermiş öylemi, hâşâ değil bu söz doğru,
Belanı istedin Allah’ta verdi, doğrusu bu” (M. Akif Ersoy)
“insanoğlunun yaptığının karşılığından başka bir şey yoktur. (ayet-i kerime)
Hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Değerli dostlar.