Erol AFŞAR Erol AFŞAR Erol Afşar

Bindik Bi Alamete!

Yayın: Güncelleme:

Artık Türk işi mi dersiniz, yoksa AKP işi mi bilmem ama tam bir komedi örneğini Yılmaz Özdil'in kendine özgü üslubu ile paylaşalım;
Aslında her şey, "Londra gibiyiz" ayaklarıyla başladı. Çift katlı otobüs getirdiler...

Ama küçük bi pürüz vardı. Çift katlılar, Londra'da soldan gidiyor, duraklar solda, dolayısıyla kapıları da soldaydı. Bizde sağdan gidecek, duraklar da sağda... Estetik ameliyat yaptılar, soldaki kapıları söküp, sağa taktılar. Oldu sana Londra.
Sonra sevdiler bu estetik ameliyat işini... "Metro yapamadık, metroymuş gibi yapalım" dediler. Yolun ortasına yol yaptılar. Durakları da yolun ortasına yaptıkları yolun ortasına koydular.
Ama küçük bi pürüz vardı... Çift katlıların kapısını soldan sağa aldıkları için, yolun ortasına koydukları duraklar, çift katlıların solunda kaldı iyi mi... İndirme bindirmeye yanaşamıyor! "Londra değil miyiz kardeşim" dedi biri...

E Londra'yız... Haaadi bakalım, çift katlıları yolun sağından değil, solundan götürmeye başladılar. Oldu sana tam Londra.
Ama küçük bi pürüz vardı... Bizim raysız metro, tek hat üzerinde güzel güzel gidiyor ama, sadece gidiyor, gelemiyor. Yol bitince, kafayı asansörün kapısına kaptırmış gibi, sıkışıp kalıyor, dönemiyor. Böylece, hattın başladığı ve bittiği yere U dönüşü için yer yapmayı unuttukları anlaşıldı!

Düşündüler, taşındılar, zabıtaları devreye soktular. Pazarda domates kontrolü yapması gereken zabıtalar, E5'e fırladı, el kol işaretleriyle trafiği durdurup, balina kadar metrobüsleri E5'e çıkardı, geniş bir kavisle, tekrardan hatta sokmaya başladı.
Ama küçük bi pürüz vardı... Trafik sıkışıklığına çözüm olarak icat edilen metrobüsler, zabıta marifetiyle yoldan çıkıp tekrar yola girme manevraları sırasında trafiği hiç olmadığı kadar felç etmeye başlamıştı.
Düşündüler, taşındılar, trafik sıkışıklığına çözüm olarak icat ettikleri metrobüsleri, trafiğin yoğun olduğu saatlerde seferden çektiler! Hava kararıp el ayak çekilince trafik rahatlıyor, bunlar da metrobüsleri yeniden sefere koyuyordu.

Koyuyordu da... Sokakta kimse kalmadığı için, metrobüsler boş gidip geliyordu. Baktılar olacak gibi değil, E5'in ortasına, uçandaire gibi havada duran U dönüşü yerleri yaptılar.
Ama küçük bi pürüz vardı... U dönüşünü geç de olsa akıl etmişler, yolun ortasına koydukları duraklara insanların nasıl geleceğini düşünmemişlerdi. Metrobüs şakır şakır gidip geliyor,
ahali uzaktan seyrediyor, E5'in ortasına yaptıkları yolun ortasına koydukları durağa gidemiyor! Üstgeçitler yapalım" dedi biri... Alkışladılar.

Ama küçük bi pürüz vardı... Öyle titiz bir planlama yapılmıştı ki, Hollanda'dan apar topar kiraladıkları otobüslerin durak levhalarını sökmeyi unutmuşlardı. Kiminde Utrech yazıyordu, kiminde Eindhoven! Üstelik, sanki bizde şoför yokmuş gibi, otobüslerle birlikte Hollandalı şoförleri de kiralamışlardı... Ve adamlar "Birader nereye gidiyor bu?" diye sorulduğunda, "Ben anlamiyo Turkce" cevabını veriyordu. Deneme yanılma yöntemiyle, Eindhoven'e binersen, Cevizlibağ'a, Utrech'e binersen, Topkapı'ya
gideceğin anlaşıldı.

Yaptıkları işi çok beğendikleri için, hattı uzattılar, köprüyü geçip, "asrın projesi" dedikleri metrobüsü, Anadolu'ya da götürmeye karar verdiler.
Ama küçük bi pürüz vardı... Tanesini 1.5 milyon Eurocuğa aldıkları 70 tane otobüs, düz yolda gidiyor, yokuşta gidemiyordu! Kadıköy'den binenler, şoförün "Beyler bi el atalım" anonsuyla köprü yokuşunda iniyor, ittiriyor, düze çıkınca, tekrar biniyordu.
Düşündüler, taşındılar, tanesini 1.5 milyon Eurocuğa aldıkları 70 otobüsü, düz yerlerde, bildiğin körüklü otobüsleri yokuşta kullanmaya başladılar.

Ama küçük bi pürüz vardı... Yağmur yağdı, metrobüs hattı Dicle Nehri'ne döndü. Kayık çalışıyor, otobüs çalışmıyor. Çünkü, yolun ortasına yaptıkları yolu, 5 santim aşağı yapmışlardı. Seferleri durdurup, asfaltı yükselttiler. Bu sefer kar yağdı... Muhallebici-mimar belediye başkanımızın yaptığı asfalt, sütlaca döndü. Seferleri durdurup, çukurları tamir etmeye başladılar. Bu sefer ahali isyan etti. Bölüm bölüm kapatıp, çift yönlü yolun tek yönünü çalıştırmaya başladılar. Bu sefer, zaten ters yön kullanan şoförlerin, iyice nevri döndü. Sağdan mı gidiyorduk soldan mı filan derken, tek hat üzerinde kafa kafaya vuruşmaya başladılar. Yaralananlar oldu. Nasıl becerdiler bilmiyorum, iş makinesi metrobüse çarptı, ölenler oldu. Tamirat bitti, kalan sağlarla devam etti.
Ama küçük bi pürüz vardı... "Asrın projesi" denilen hadise, muhteşem hesap kitap nedeniyle "asrın maliyeti"ni yaratmıştı. Düşündüler, taşındılar, milleti rahatlatmak için yaptıkları metrobüse, zam yaptılar. Ama küçük bi pürüz vardı... Bu işi de yüzlerine gözlerine bulaştırmışlardı. Metrobüs, mahkeme duvarına tosladı. Badem bıyıklı olmadığı anlaşılan hâkim, çıktı, "Bu zammı yapamazsın" dedi. Çünkü mimariye, mühendisliğe aykırı olduğu gibi, hukuka da aykırıydı.

Netice itibariyle...
Macera devam ediyor.
Bindik bu arkadaşlarla bi alamete, küçük bi pürüz var, kıyametten yırtmak için U dönüşü yapacak yerimiz yok!

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

ufuk şen
1.01.2010 / 23:51:51
ANKARA, Türkiye'nin başkenti. Ve ÇANKAYA, başta Devletin en yüksek makamına ve diğer devlet erkanına mekan olan belde, bütün bakanlıkları sınırları içinde toplayan ilçe ama bir pürüz vardı; Böyle güzide bir ilçenin belediyesi iş yapmıyordu, sokak araları, üstgeçitler, caddeler çöpten geçilmiyordu, kaldırımlar ha keza perişandı, yürünmüyordu. İZMİR, ülkemizin 3. büyük şehri, bir tarihin kalbinin attığı yer ama bir pürüz vardı; otobüslerde tutunacak askı bile yoktu ve otobülsr dökülüyordu. İzmirin kanalizasyonu olduğu gibi şehre yakın bir yerden, yani kordondan hemen dökülüveriyordu denize. Hani düşmanı döktüğümüz deniz. Sizinde orada olmamanız gerekiyor ama varsınız. Kedi erişemediği ciğere pisstttttttttt dermiş

YAZARIN SON YAZILARI

Bakalım Neşter Kime Batacak!!!

Bakalım Neşter Kime Batacak!!!

Zulüm İle Abad Olunmaz

Zulüm İle Abad Olunmaz

Doğrudur; Çoğu Kuru Gürültü!

Doğrudur; Çoğu Kuru Gürültü!

Beyin Yıkama Ya da Kolektif Şuur

Beyin Yıkama Ya da Kolektif Şuur

Çoktan Seçmeli Bir Soru

Çoktan Seçmeli Bir Soru

La ilahe illallah

La ilahe illallah

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.