
Türkiye İklim Mücadelesinde Yol Ayrımında

Türkiye'nin İklim Değişikliği İlerlemesi: 2025 Durumu
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede son yıllarda önemli adımlar atmış, ancak hedeflerine ulaşmak için ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. Mart 2024'te yayımlanan 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Stratejisi ve Eylem Planları, emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum için kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Ancak, kömür kullanımına devam edilmesi ve fosil yakıt üretiminin artırılması planları, uluslararası eleştirilere yol açıyor. Bu makale, Türkiye'nin iklim değişikliği ilerlemesini, mevcut politikalarını, karşılaştığı zorlukları ve uluslararası destekleri detaylı bir şekilde ele alıyor.
Son Gelişmeler
2024-2030 Strateji ve Eylem Planları
Mart 2024'te Türkiye, 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Stratejisi ve Eylem Planlarını yayımladı. Bu planlar, iki ana başlık altında düzenlenmiştir:
- Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (İDASEP): Endüstri, enerji, bina, ulaşım, tarım, atık ve arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık (LULUCF) gibi sektörlerde emisyon azaltımına odaklanıyor. 49 strateji ve 260 eylem içeriyor, ayrıca adil geçiş ve karbon fiyatlandırması gibi yatay konuları ele alıyor.
- Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (İDUSEP): Bölgesel iklim projeksiyonlarını kullanarak iklim risklerini analiz ediyor ve tarım, biyolojik çeşitlilik, su yönetimi, turizm, endüstri, kentsel alanlar, sosyal kalkınma, sağlık, ulaşım, enerji ve afet risk azaltımı gibi sektörlerde 40 strateji ve 129 eylem sunuyor.
Bu planların hazırlanması, kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplumdan binlerce katılımcının yer aldığı yaklaşık iki yıllık bir süreçte, yüzlerce toplantı ile gerçekleştirildi. Planlar, Türkiye'nin 2021'de onayladığı Paris Anlaşması taahhütleri ve 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumludur.
Güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı (NDC)
Nisan 2023'te Türkiye, UNDP İklim Sözleşmesi kapsamında güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı'nı sundu. Bu beyan, 2030'a kadar sera gazı emisyonlarını işletme devamı senaryosuna göre %41 azaltmayı (2030'da 695 Mt CO2e), emisyonların en geç 2038'de zirveye ulaşmasını ve 2053'te net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. NDC, ilk kez tarım, ormancılık, su, afet risk yönetimi, kentsel ve kırsal kalkınma ile halk sağlığı gibi uyum bileşenlerini içeriyor.
Uzun Vadeli Strateji
Kasım 2024'te, COP29'da Türkiye, 2053 net sıfır emisyon hedefini yeniden teyit eden uzun vadeli stratejisini (LTS) yayımladı (Climate Action Tracker). Ancak, bu strateji, hedefe ulaşmak için yeterli yol haritaları sunmaması ve kömürden çıkış planını içermemesi nedeniyle eleştirildi.
Karşılaşılan Zorluklar ve Eleştiriler
Fosil Yakıt Bağımlılığı
Türkiye'nin iklim politikaları, kömür kullanımına devam etmesi ve fosil yakıt üretimini artırma planları nedeniyle eleştiriliyor. Climate Action Tracker, Türkiye'nin 2025'te 270 sondaj operasyonu planladığını ve 2024'te Almanya'yı geçerek Avrupa'nın en büyük kömür yakıtlı elektrik üreticisi olduğunu belirtiyor. Bu durum, Paris Anlaşması'nın fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması hedefiyle çelişiyor.
Yetersiz Planlama ve Şeffaflık
Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi, Climate Action Tracker tarafından "zayıf" olarak değerlendiriliyor. Uzun vadeli strateji, emisyon azaltımı ve karbon giderme için ayrı hedefler sunmuyor ve net sıfıra ulaşmak için ara sektörel veya ekonomi genelinde emisyon azaltım hedefleri içermiyor. Ayrıca, hedefin yasalaştırılması için bir İklim Kanunu henüz Şubat 2025 itibarıyla kabul edilmemiştir.
İklim Değişikliği Performans Endeksi
İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2025, Türkiye'yi 60 ülke arasında 53. sırada yerleştirerek, ülkenin iklim politikalarının tutarsız ve yetersiz olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, 2025'te sunulması beklenen ikinci NDC'nin bilim temelli olmayabileceği ve küresel ısınmayı 1,5°C'nin altında sınırlama hedefiyle uyumlu olmayabileceği konusunda endişeli.
İklim Değişikliğinin Mevcut Etkileri
Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerini halihazırda ciddi şekilde yaşıyor. G20 İklim Risk Atlası, yüksek emisyon senaryosunda, 2050'ye kadar tarımsal kuraklık sıklığında %37'lik bir artış, sıcak dalgalarının %42 daha uzun sürmesi ve deniz seviyesinin yükselmesiyle ekonomik kayıpların GSYİH'nın %2,26'sına ulaşabileceğini öngörüyor. 2021'de yaşanan seller, sıcak dalgaları, orman yangınları ve deniz salyası gibi olaylar, bu etkilerin ciddiyetini ortaya koyuyor (Dünya Bankası).
İklim Değişikliğinin Türkiye Üzerindeki Etkileri
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğu başlıca riskler ve projeksiyonlar şunlardır:
- Tarımsal Kuraklık: Mevcut durumda son yıllarda yağışların azalmasıyla tarım alanlarında verim kaybı yaşanıyor. 2050 projeksiyonuna göre (yüksek emisyon senaryosu) kuraklık sıklığında %37 artış bekleniyor.
- Sıcak Dalgaları: 2021'de 60 yılın en yüksek sıcaklıkları kaydedildi. 2050 projeksiyonuna göre sıcak dalgalarının süresi %42 artabilir.
- Su Kıtlığı: Su kaynakları azalıyor; 2021'de göller kurudu. 2030'a kadar su kıtlığı yaşanabilir.
- Ekonomik Kayıplar: Orman yangınları ve seller turizm ve tarımı etkiledi. 2050 projeksiyonuna göre GSYİH'nın %2,26'sına kadar kayıp öngörülüyor.
- Deniz Seviyesi Yükselmesi: Kıyı erozyonu ve sel riski artıyor. Kıyı ekonomisi ciddi tehdit altında.
Uluslararası Destek ve İşbirliği
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası destek alıyor:
- Dünya Bankası: Dünya Bankası, Türkiye'nin iklim değişikliği etkilerine karşı korunması ve yeşil bir ekonomiye geçişi için finansal ve teknik destek sağlıyor. Bu destek, özellikle yenilenebilir enerji ve afetlere karşı dayanıklılık projelerine odaklanıyor.
- UNDP: UNDP İklim Sözleşmesi girişimleri, Türkiye'nin NDC uygulamasını ve uyum çabalarını destekliyor. UNDP, özellikle tarım, ormancılık ve su yönetimi gibi alanlarda projeler yürütüyor.
Gelecek Perspektifi
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede kaydettiği ilerlemeler, özellikle 2024-2030 strateji planları ve güncellenmiş NDC ile umut verici bir başlangıç sunuyor. Ancak, kömürden çıkış planının eksikliği, fosil yakıt bağımlılığı ve politikaların bilim temelli olmaması, hedeflere ulaşmayı zorlaştırıyor. Ülke, halihazırda iklim değişikliğinin ciddi etkileriyle karşı karşıya ve bu etkilerin gelecekte daha da kötüleşmesi bekleniyor.
Türkiye'nin 2025'te sunması beklenen ikinci NDC, ülkenin iklim politikalarının yönünü belirlemede kritik bir rol oynayacak. Uzmanlar, bu NDC'nin bilim temelli olması, kömürden çıkış için net bir takvim içermesi ve emisyon azaltım hedeflerini daha iddialı hale getirmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, kamu, özel sektör ve sivil toplum arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadelede şeffaf izleme mekanizmalarının kurulması gerekiyor.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olabilmesi için fosil yakıtlardan vazgeçmesi, yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapması ve uluslararası taahhütlerini tutarlı bir şekilde uygulaması gerekiyor. Gelecek yıllar, Türkiye'nin iklim hedeflerine yönelik somut ilerleme kaydetmesi ve iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerine karşı dayanıklılık oluşturması için kritik öneme sahip olacak.
Ana Bulgular
- Strateji ve Eylem Planları: 2024-2030 İDASEP ve İDUSEP yayımlandı; emisyon azaltımı ve uyum için yol haritası.
- NDC Güncellemesi: Nisan 2023'te %41 emisyon azaltımı hedefi; 2038'de emisyon zirvesi, 2053'te net sıfır.
- Zorluklar: Kömür bağımlılığı, fosil yakıt artışı, yetersiz planlama ve şeffaflık eksikliği.
- İklim Etkileri: Kuraklık, sıcak dalgaları, su kıtlığı; 2050'ye kadar GSYİH'nın %2,26'sı kayıp riski.
- Uluslararası Destek: Dünya Bankası ve UNDP, yeşil dönüşüm ve uyum projelerine destek sağlıyor.