Havalar Puslu
Öncelikle yazıma, bana aradan geçen beş sene sonra gazeteciliğe dönmeme fırsat veren tüm Taraklı Ajans yönetimine teşekkür ederek başlamak istiyorum. Daha önce birkaç kez turistlik amaçlı geldiğim şirin ilçeniz Taraklı‘nın haber sitesini de Enes Bey sayesinde tanıdım ve fırsat buldukça siteyi takip ederek, tarihiyle, doğasıyla benliğimde yer eden güzel Taraklı’yı da takip etmeye çalıştım. Kim bilir, belki bir gün emekli olunca Taraklı’ya yerleşme fırsatı da bulurum.
Uğraşmaya Devam Türkiye
2006 yılında “Deli Dana” ile başlayan hastalık serüvenimiz 2007 yılında “Kuş Gribi”, ve 2008 yılında “Kene” ile devam etti. Son olarak da bu yıl “Domuz Gribi” Dünyayı kasıp kavurdu. Ülkemizi kasıp kavuransa bu hastalığa karşı alınacak “aşı” önlemi oldu. Öyle bir polemik haline geldi ki, Başbakan ve Sağlık bakanı bu konuda ters düştüler. Türkiye medyasından edindiğimiz bilgiye göre, tanesi 6 Euro olmak üzere 50 bin adet ithal edilmiş. Hem de daha 0-4 yaş arası çocuklarda ve gebelik süresinde denenmeden. Benim de aklım karıştı, aşı olmalı mıyım, olmamalı mıyım; kendimi ve ailemi bu salgından nasıl korumalıyım. Google ve Wikipedia siteleri üzerinden yaptığım ufak bir araştırma ile grip, kalp hastalığı, ishal vb. birçok alışılagelmiş hastalıktan bir yılda, domuz gribine oranla çok daha fazla kayıp verilmiş. Doktorum hijyene dikkat etmemi, kapalı ve kalabalık yerlerden mümkün olduğunca uzak durmamı tavsiye etti. Benim merak ettiğim sağlık konusu 2010 yılındaki ikon hayvanımız ne olacak?
Yine 2006 yılında kendisini inceden inceye hissettiren bir diğer başlığımızda kriz. 2008’in son ve 2009’un ilk çeyreğine çok güçlü bir şekilde damgasını vuran küresel ekonomik kriz şu günlerde adından pek bahsettirmese de, halk cephesinde ödenmeyen kredi kartı borcu sayısı psikolojik sınır olan 100 bini çoktan aştı. Al-ver ekonomiye hayat ve kampanyası, ekonomi devi bankalara kâr oranlarını artırmalarına sebep olsa da, solup giden yine halk oldu.
Demokratik açılım sürecinde çalışmaların nihayete yaklaştığı haberleri de, Sayın İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın açıklamasıyla geldi. Aslında açılım daha yeni başlıyor. Açılımda daha çok insan haklarının gözetilmesinin amaçlanması umut verici bir gelişme; geçtiğimiz günlerdeki af karşılama rezaletini bir kenara bırakırsak. Tabi bırakabilirsek, 30 bin şehidimizi unutabilirsek. Ben bir de “Hamdi Bey’in Teklifini” bekliyorum, kırmızı mı çıkacak mavi mi, bilemiyorum.