

Arızlar ile Narzanlar Arası…
Bolu’nun Göynük ilçesinde, Arızlar ile Narzanlar köylerinin arasında öyle bir yol var ki... Kaç kilometre olduğu değil, bu yolun kaç türlü anlatıldığından söz edeceğim. Bizzat tanıklık ettiğim bu hadise, tabela meselesinden ayakkabı numarasına, adım ölçüsünden köfte ziyafeti iddiasına kadar uzanan gerçek bir yalaza örneğidir.
Efendim, mesele Narzanlar–Arızlar yol ayrımında başlıyor. Orada bir tabela var. Ne yazıyor dersiniz?
"Arızlar: 3 km"
Geçen gün, meşhur Dıngıldak Masada dört kişi oturuyoruz. Biri Arızlarlı Yusuf Kabak, diğeri Narzanlarlı Sebahattin Dönmez. Üçüncüsü hemşerimiz M. Nuri Şahin, dördüncü kişi de benim.
Yusuf Kabak dedi ki:
— Devletin levhası bu kardeşim, Narzanlar- Arızlar arası 3 kilometre! Daha ne olsun?
Sebahattin Abi hemen karşılık verdi:
— Yusuf bak, ben o yolu yürüdüm. Vallahi de billahi de 3 kilometre değil o! Tam tamına 3 bin adım. Hem de 41 numara ayakkabıyla!
İşte o an kıvılcım çaktı, tartışmanın fitili ateşlendi. Mesele tabeladan çıktı; adım sayısına, ayakkabı ölçüsüne, hatta yürüyüş saatine kadar vardı.
Biri dedi:
— Sabah yürürsen adımlar kısa olur, serinlikte bacak açılmaz.
Öteki dedi:
— Öğle sıcağında yürürsen asfalt diz kapağını yakar!
Tam bu noktada devreye Taraklılı hemşerimiz M. Nuri Şahin girdi. Dedi ki:
— Ben bu iddianın hakemi olayım. Bilimsel, objektif ve tarafsız ölçüm yaparız.
İkisi de kabul etti. Fakat ölçüm nasıl olacak?
Sebahattin Bey:
— Ben sayarım yine 3 bin adımı.
Yusuf Bey:
— Google Maps’ten bakarız!
Nuri Bey ise gayet ciddi:
— GPS cihazı, kronometre ve yedek ayakkabı ile geleceğim. Ölçüm ciddi iştir!
Daha ölçüm aşamasına gelinmeden yeni bir mesele çıktı: Kazanan ne kazanacak?
Yusuf Bey dedi ki:
— Kim haklı çıkarsa, öteki köfteleri ısmarlayacak.
Sebahattin Abi hemen ekledi:
— Baklava, kaymak, eksik olmayacak. Masa tam manasıyla donatılacak !
İşte orada biz tanıklar da itiraz ettik:
— E biz? Biz bu tartışmayı baştan sona izliyoruz. Payımız yok mu?
Sebahattin Abi gülümsedi:
— Haklısınız. Siz de bu iddiadan payınızı almalısınız!
Ölçüm günü hâlâ netleşmedi. Biri sabah yürüyelim diyor, diğeri “sabah adımlar uykulu olur, öğleden sonra yürüyelim” diye ısrarcı. Nuri Bey arada kalmış, “GPS cihazı en garantili” diyor.
Yahu arkadaş… Yol belli, tabela belli. Ama mesele yol değil ki, mesele gönül!
Ayakkabı numarasına göre bile mesafe değişiyor. Biri 38 giyiyor, diğeri 44. Aynı yolu yürürsün, biri 3 bin adım sayar, diğeri 2.800!
Bu yazıyı yazarken kafam gerçekten karıştı.Ölçüm nasıl yapılacak ? Ama şundan eminim:
Narzanlar ile Arızlar arası, muhabbetle yürünürse göz açıp kapayıncaya kadar geçer.
Ama iddiaya tutuşulursa, o yol Ankara’ya kadar uzar!
Bizim buralarda köy yolları sadece toprak değil; aynı zamanda espri, atışma, kardeşlik ve birliktir. Mesafe değil, dostluk ölçülür. Ve bu dostluklar bazen 3 kilometre, bazen 3 bin adım; ama her zaman kahkaha mesafesindedir.
Ölçüm yapılacak mı, tartışma ne zaman son bulacak bilinmez…
Ama finalin ızgara salonunda köfte ziyafetiyle biteceği kesin!
İnşallah bu mesele, 2025 yılı içinde çözülür.
Ben şimdiden köfte ziyafetindeyim. Çünkü biliyorum:
Bu yolun sonu, köfteciye varır!