Erol AFŞAR
Erol Afşar
Bazı Okullarda Zil Hala Çalmadı
Yayın:
Güncelleme:
Kimisi fiziki bakımdan (tamir, tadilat ve temizlik) kimisi süresinde bitmeyen inşaatı, bir kısmı öğretmen açığı ve personel yokluğu vesaire sebebiyle henüz zorlu maratonun start noktasına bile gelememiş.
Yani birçok okul için ders zili çalmamış henüz…
Ve bu durumdaki birçoğunun eğitim-öğretime başlaması günler, haftalar alacak gibi görünüyor.
Son iki yıldır süreç yazın başında başlıyor ama görünen o ki hala kayıt konusu netleşmemiş ve öğrenci sirkülasyonu bitmemiş.
Kimi okulunu beğenmiyor, kimi sınıfını veya öğretmenini…
Hala pek çok idareci için o meşhur kayıt sendromu devam ediyor.
Hemen her okulda alırdın/almazdın, değiştirirdin/değiştirmezdin kavgalarına ve hatta bu tartışmaların il milli eğitime hatta valiye şikâyete kadar uzandığına şahit olduk.
***
Şu bedava kitapların dağıtımı hala sorun olmaya devam ediyor. Az önce bir idareci ile karşılaştım, eksik kitapları temin etmek için uğraşıyorum, diyor ama burnundan da soluyor.
Depo Şeker Fabrikasındaymış, gitmiş, kaldırıldı demişler, Kız Meslek lisesine gitmiş, buraya uğramadı demişler.
Merak ettim aradım, şu an Alandüzü/Karapınar mevkiinde depo arıyormuş.
***
İdarecileri ve velileri burnundan solutan bir uygulama da şu İngilizce öğretmenlerinin hem de topunun, ne işe yaradığı belli olmayan bir seminer sebebiyle bir haftadır rehin alınmaları…
Rastladıklarıma soruyorum, seminer nasıldı?
Sinirleniyorlar; "Ne semineri, alakası bile yok, okulda öğrendiklerimizin bir nevi özeti, sanki bizi sokaktan toplayıp İngilizce öğretmeni yaptılar da şimdi arkamızdan koşturup eğitmeye çalışıyorlar gibi ilginç ve iğrenç bir durum!"
Bazen bende de, öğretmenler yeniliğe hiç açık değil, alanlarıyla ilgili kurs ve seminerlere itibar etmiyorlar algısı oluşmadı değil.
Ama seminer ve kurs adı altında yapılanları görünce, öğretmenlere yüzde yüz hak veriyorum.
Sırf proje veya bir başka ad altında, birilerine para kazandırmaya matuf, reklam kokan hareketler bunlar…
***
Eğitim/öğretim sürecini olumsuz etkileyen faktörlerden bir tanesi de şu müdürler rotasyonu…
Dile kolay 113 müdür yani 113 okulu ilgilendiren büyük bir kaos yaşandı.
Tabi ki bu değişimden memnun olanlar var ama sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor.
Çoğunluk oldukça rahatsız ve bu rahatsızlık okulun işleyişine kadar yansımış durumda…
Kırgınlar, küskünler…
Ve yeni koltuklarında eğreti oturuyorlar.
Tek konuştukları mahkeme sonuçları ne olacak? Dönebilecek miyiz?
Keşke adli süreç biraz hızlı işlese, keşke önlerini görebilseler…
Görebilseler de kendilerini işlerine verebilseler.
Pek çok okul, ders programını okulların açıldığı güne yetiştiremedi.
Sebep? Öğretmen ve idareci sirkülasyonu…
İdarecilerinde altı saat derse girme zorunluluğu olduğu için gerek rotasyona tabi olanlar ve gerekse sonradan atananlar gittiklerini okulların ders programını alt üst ettiler.
Bir diğer sebep de ücretli öğretmen görevlendirmelerinin zamanında yapılmaması…
Böyle açıktan görevlendirmelerin siyasi ve bürokratik pek çok müdahili olduğu için olsa gerek listeler değişe değişe okulların açıldığı ikinci haftaya ancak yetişebildi.
Birkaç günde onların resmi işlemleriyle geçer, o kıymetli zaman heba olur gider.
***
Yaklaşık 10 yıldır merkeze yoğunlaşmanın ve haliyle kıyı kenar mahalle/köylerin ihmal edilişinin serzenişinde bulunduk.
Dinletememişiz…
Gerek bahse konu yerlerin göç alışı ve nüfus artışı, gerek köy okuyllarının kapatılması ve taşımalı sisteme geçiş, gerekse adrese dayalı nüfus kayıt sistemi engeli sebebiyle isteyenin istediği okula kayıt yaptıramaması, maalesef kenar semtlerin okullarını patlama noktasına getirdi.
Örneğin Şehit Mustafa Özen İlköğretim Okulu bugün talepleri karşılayamayacak durumda, sınıf mevcutları şişmiş, öğrencileri oturtacak sıraları bile yok.
Biz talebimizi yine yenileyelim, belki bir duyan olur;
Adapazarı çevresine, dört yöne, o yöre ve köylerine hitap edebilecek ölçüde yeni ilköğretim okullarının yapılması gerekiyor.
Ve hatta lise ve dengi okullar da dâhil.
Lakin hala Erenler lisesi inşaatının bile zamanının çoktan aşılmasına rağmen hala bitmemiş olduğunu görünce, beyhude konuştuğumuzu, boş yere yazdığımızı da düşünmüyorum değil.
Evet, maalesef göç yolda düzülmeye devam ediyor.
***
Bir küçük not; Sakarya Fen lisesine yapılan müdür ataması mevzuata uygundur. Kimse öküz altında buzağı aramasın. Müdür arkadaşımızın vekil damadı olması ile atanmasının hiçbir ilgisi yoktur.
İsminin değiştirilmesi konusuna gelince; Cevat Ayhan'ı sever sayarız. Biliyoruz ki ilimizde siyaset yapanların ve yapmakta olanların topunu toplasak bir Cevat Ayhan etmez. Ama bu mümtaz şahsiyetin isminin daha değişik alanlara verilmesini şiddetle tavsiye ediyoruz. #
