Erdoğan ISIR Karalama Defteri

Seçim

Seçimlerin son startı verildi, tüm adaylar hemen hemen belirlendi, birkaç eksik dışında. Yakın zamanda meclis adayları ve muhtar adayları da kesinleşir. Sonrada hummalı bir çalışma, oy isteyenler, vaatlerde bulunanlar, iş teklifleri aş teklifleri. Bizleri ikna etmek için mi kandırmak için mi bu teklifler.

Ve vaatleri karalama kampanyaları takip eder. Projeler ise hiç anlatılmaz, anlatan olsa da dinleyen olmaz. Bizim aklımızda bize ne vereceği vardır, su projesi, kültür projesi, yollar, okullar bizi ilgilendirmez, biz önce bize ne verecek onu duymak isteriz.

Son zamanlarda gerçeği görmek isteyenlerden çok, inanmak istediğine inanmak diye bir kavram gelişti. Yani denizi olmayan bir beldeye kara yolu lazımken, yoları tamamlayacağız diyene değil de, sizin için yeni gemiler yaptıracağım diyene inanmak.

Bizler sonunda bir kişiyi seçeceğiz, kimisi akrabasına, kimisi komşusuna, yakınına, bir diğeri de patronuna arkadaşına oy verecek, bu bizim oğlan diyeceğiz. Ve oyumuz tanıdıklara, bizim işimize yapacaklara gidecek. İlçemiz, mahallemiz için oy kullanmayacağız, kendi menfaatimiz için sandığa gideceğiz. Ya sonra işi ehline mi vermiş olacağız bizi kayırana mı?

Yaşadığım bir olayı da anlatmanın tam sırası: bir yıl önce bir oda seçimi yapıldı, seçim sonunda arkadaşımla sohbet esnasında X kişiye oy verdim dedi. Bende Y kişisine neden oy vermedin ve işletmene müdür alsaydın hangi kişiyi alırdın, bu iki kişiden hangisi daha çok işletmende sana yardımcı olur fayda sağlar diyince. Tabi ki Y adlı kişiyi müdür alırdım o daha bilgili ve tahsilli dedi. Ama oylar X e gitmişti çünkü Y tahsilliydi ve işi biliyordu her denileni yapmaz tercihini doğru yerden kullanırdı tabiri caizse kimseye eyvallah etmezdi. Eeee o zamanda oy alamıyor. Kendine olunca iş bileni, tahsilliyi, tecrübeliyi gözet. Toplum için ise sana boyun eğeni.

‘siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz’ Sen oyunu kendin için kullanırsan, seçtiğin kişide seçildiği makamı kendi için kullanmaz mı? Uyanma zamanımız gelmedi mi? Anadolu muzda yaygın bir hikâye vardır, başkanlık seçimi yapılacaktır. Yöre halkı eski başkanı seçmek istemez eski başkan eline geçirdiği keserle hep kendine yontmuştur, bu sefer başkasını başkan yapalım derler, bunu duyan eski başkan yöre halkını toplar, anlamıştır şikâyetleri özür diler ben hata yaptım ama artık yeter çünkü doydum artık yapmam yeni seçeceğiniz aç birde onu doyurmakla mı uğraşacaksınız.

Gelelim benim oyum kime. Çok basit hak edene, çalışana, okuyana, hak hukuk gözetene, doğrudan yana olana yanlıştan sakınana, benim için ve kendisi için bir şey yapana değil önce mahallem, köyüm ilçem diyene, maaşına zam yapana değil işçisine zam yapana, karnını doyurana değil karın doyurana, vaatler sunana değil icraat yapana... tüm adayların yolu uzun hepsine başarılar diliyorum.